Geçmiş ile ilgili kendimizi yargılamamız egolarımızla uyuşmadığı için utanmazlığımızı, unutma ve unutulma ihtimali ile kurgulayıp yaşama ve kıvırmaya devam ediyoruz.
Sözü getireceğim ilk konu utanmazlığın, aymazlığın zirvesinde bulunan CHP. Tek parti iktidarını ‘Yeter Söz Milletin’ sloganı ile yıkan Demokrat Parti’nin lider ve kadrosunu astıkları yetmiyormuş gibi şimdi slogan ve sembollerini kullanarak hadsizliği, istismarı nereye kadar götüreceklerini gözümüze sokuyorlar.
CHP sözcüsünün bugünkü açıklamalarına bakarsanız, ‘Devr-i Sabık’ yaratıp intikam alacaklar, kimden? tabiki devletten. Dengesizin sözleri şöyle, başta MİT olmak üzere 100 (yüz) kurumun başındakileri alacak ve yargılayacaklarmış. İttifak’larının açıkladığı metne bakarsanız laf kalabalığı içinde kimlere taviz verileceği açık. Tek umutları Fetö ve PKK. Açıkça bu millete, devlete kast eden Fetö KHK’lılarnı affetmek ve söküldükleri yerlere iade etmekten bahsediyorlar açıkça ve alçakça.
PKK’nın dillendirdiği yerinden yönetim soslu özerkliği vereceklerinden bahsediyorlar ruhsuzca. İttifak ortaklarının kendilerini konumlandırdıkları meşrep veya dünya görüşleri açısından, hiçte söyledikleri yerde olmadıkları açık, mesela içlerinde adı maalesef DP olan bir külkedisi var, kimin kabağını boş görürse biniyor. Bu külkedisi, kendisini DP’nin devamı ve takipçisi olarak sunmasına rağmen, Menderes’i asanlarla beraber olmaktan hiçbir hicap duymuyor.
Geçmişinde İstanbul’da Makarios heykeli dikmek olan Yunan hayranı açıkça delikanlıca ben adayım diyemediği için ülke gezisinde PR çalışmasında. Geçen hafta Bursa’da Cuma namazından çıkan insanların önüne dikilip fotoğraflar çektirip İBB Başkanı’nı Bursalılar coşkuyla karşıladı gibi garip haberler yaptırıyor.
Milli görüşçülerin ne kadar milli olduğunu ise Karamollaoğlu ortaya serdi. İki gün önceki ortak metin açıklama toplantısında gözüne bakarak İstanbul sözleşmesini hayata geçireceklerini açıklayanlara ses çıkaramadı, tamam İstanbul sözleşmesi; LGBT toplantı ve yürüyüşleri müdavimi İP genel başkan yardımcısının hoşuna gidebilir ancak Temel amcanın bu luti görüşlere karşı çıkması beklenmez mi?
Her twitinin altına iban numarasını yazan Ümitsizi, Türklükle sorunlu Bebecan’ı, kıytırık örgütten korkarak vatan toprağını terkeden ata mezarı taşıyıcısı Davutoğlu’nu eleştirmek bile zul.
Gelelim bir diğer ahlaki soruna ki; beni en çok yaralayan kısma. Tam yarım asırdır Ülkücüyüm, yaşadığım bu yıllar içinde hepimizin bildiği gibi bu hareket yaklaşık 5000 (beşbin) şehit verdi bunların çoğunun müsebbibi CHP’dir. Bunların hiç birisi için CHP’nin vicdanı harekete geçmemiştir. Fırat şehit edildiğinde katili belli olmasına rağmen PKK’lı olduğu için PKK’yı kızdırmaktan, üzmekten korktukları daha doğrusu bir Ülkücünün ölmesi umurlarında olmadığı için adını bile anmadılar.
27 Ocak 2014 tarihinde MHP Esenyurt seçim bürosu basılıp MHP’li Cengiz Akyıldız şehit edildiğinde bu utanmazların kılı kıpırdamadı ancak seçim sathi mailine girilen şu günlerde tüm meşrebi, halet-i ruhiyesi bozuklar, bir ülkücünün, Sinan Ateş’in naaşı üzerinden prim çabasındalar. Merhumun baba evini yol ettiler ki, tek dertleri MHP içinden bir parça koparabilmek.
Binlerce ülkücünün katlinde katkısı olanlardan utanmak, arlanmak gibi bir asalet ve haysiyet beklemek abestir. Dertleri sadece Cumhurbaşkanı’nı indirmek olsa neyse ancak dertleri Türkiye Cumhuriyeti devletine diz çöktürmek, ABD, AB isteklerini yerine getirmek.
Bu nedenle bu yıla kadar MHP’den başka hiçbir yere oy vermedim ama bu kadar alçak saldırılar karşısında AKP’li Cumhurbaşkanı’na oy vereceğim…