İbrahim SERT
Köşe Yazarı
İbrahim SERT
 

ELEKTRİKLİ OTOMOBİL ALINIR MI?

Otomobiller özelinde, taşımacılığın elektrifikasyonu(elektriklendirilmesi) içten yanmalı motor teknolojisinden daha eskidir. 1800’lü yılların sonunda ilk elektrikli otomobillerin gerçekten çalışan örneklerini görebiliyoruz. Birkaç on yıl içerisinde İngiltere’de benzinli otomobilden daha fazla elektrikli otomobilin sokaklarda olduğu görülüyor. Daha uzun menzil, daha fazla güç ihtiyacı ve bazı markaların seri üretim, pazarlama başarısı sayesinde benzinli otomobiller, elektrikli otomobillerin kısa süren liderliğini ortadan kaldırdı. Elbette bu ilk elektrikli otomobiller, günümüz batarya ve elektrik motoru tekniğinin çok daha ilkel ve yetersiz bir formuydu. Teknolojik ilerleme, yarı iletken malzemelerin gelişmesi, batarya teknolojisinde gerçekleşen devrimsel dönüşümler ve gelişmiş bilgisayar desteği sayesinde, ibre tersine dönmeye başladı. Elektrikli otomobiller ile birlikte, tüm taşımacılığın elektrifikasyonunu başarabilecek olgunluğa ve imkâna ulaşmış durumdayız. Bireysel otomobil sahipliğinde, tüketici tercihlerine doğrudan etki eden büyük bir reklam ve tanıtım bombardımanı sürdürülüyor. Yüksek tork, düşük yakıt maliyeti ve çevre dostu olması gibi birçok farklı iddia ile elektrikli otomobillerin yıldızı beklenenden çok daha hızlı şekilde parlatılmaya başlandı. Belki yıllarca sürecek değişim ve dönüşüm süreçleri hızla atlanarak, şaşırtıcı bir ivme yakalandı. Ekonomik ve fiziksel koşullar toptan değerlendirilecek olduğu zaman, her alanda içten yanmalı motor teknolojisinin yerine, elektrikli sistemi koymaya gerçekten hazır mıyız? Elektrikli otomobil alınır mı? Bu sorunun cevabı, birçok farklı değişkene bağlı olarak verilmelidir. Tüketicinin beklentisi, kullanım alışkanlıkları, yaşadığı ortam ve ekonomik koşullara göre cevap da değişecektir. Kabaca verilebilecek en doğru cevap EVET olacaktır. Batarya, yönetim yazılımları ve elektrik motorlarının ulaştığı seviye, elektrikli otomobilleri, tüketicinin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabilecek noktaya taşımıştır. Tüm bu gelişimler durmaksızın devam etmekte ve her yeni gün; daha verimli, daha uzun menzilli ve konforlu modelleri ortaya çıkarmaktadır. Daha derinlemesine düşünecek olursak, yukarıda zikrettiğim beklenti, alışkanlık ve ekonomik şartlar ile birlikte değerlendirme yapmak gerekiyor. Satın alma maliyetleri, içten yanmalı motorlara sahip araçlar ile aynı seviyeye geldiği için önemli bir değişken olarak sayılmaz. Elektrikli otomobil alma kararımızı etkileyecek önemli etkenlerin birkaç tanesini maddeler halinde sıralamak ve bunları kendi koşullarımıza göre araştırıp değerlendirerek karar vermek gerekiyor. · Günlük, haftalık ve aylık kullanım rutinimizi planlayarak, elektrikli otomobilimizin menzilini belirlememiz veya mevcut modellerinin menzillerinin yeterli olup olmayacağını tespit etmemiz gerekiyor. · Evimiz ve işyerimizin şarj altyapısı için yeterli veya uygun olup olmadığı değerlendirilmeli, çevremizde ve rutin yolculuk rotalarımızda bulunan veya yapılması planlanan şarj noktaları tespit edilmelidir. Daha da önemlisi, yeni aracımızın alışkanlıklarımızı değiştireceğini, planlı ve programlı olmak zorunda kalacağımızı hesaba katmak gerekiyor. · Yaşadığımız bölgenin iklim şartlarına göre, alacağımız elektrikli aracın ısı yönetim sisteminin ve fiziki yapısının uygun şekilde seçilmesi gerekiyor. Soğutulması gereken içten yanmalı bir motor olmadığı için özellikle iç mekânın iklimlendirilmesi elektrikli olacağından güç tüketimi yüksek olacak ve menzilimizi doğrudan etkileyecektir. · Bana göre en önemli etken, genel ekonomik durumumuzdur. Avrupa’da birçok aracın ekonomik ömrü 150.000 km olarak belirleniyor. Ülkemizde ise otomobil taşıt olma vasfının yanında büyük oranda bir yatırım aracı olarak görülüyor. 150.000 km’de ekonomik ömrünü tamamlamış bir araç ülkemizde düşük kilometre yapmış, uygun bir araç olarak görülebiliyor. Elektrikle otomobiller ve batarya ömürleri hesaba katıldığı zaman, on yıllarca el değiştirecek, ikinci elde değerlenecek finansal bir enstrüman olma vasfı belirsizliğini koruyor. Otomobil satın alırken, ortalama bir Avrupalı kadar ekonomik ve zihinsel serbestliğiniz olduğunu düşünüyorsanız, bu etken de ortadan kalkacaktır. Son tahlilde, “Elektrikli otomobil alınır mı?” sorusunun cevabı, tüketicinin kişisel durumu ve tercihleri hesaba katılarak, üzerine düşünülmesi gereken farklı etkenler de araştırılarak, cevaplanması gereken bir sorudur. Esen kalın.
Ekleme Tarihi: 02 Şubat 2024 - Cuma

ELEKTRİKLİ OTOMOBİL ALINIR MI?

Otomobiller özelinde, taşımacılığın elektrifikasyonu(elektriklendirilmesi) içten yanmalı motor teknolojisinden daha eskidir. 1800’lü yılların sonunda ilk elektrikli otomobillerin gerçekten çalışan örneklerini görebiliyoruz. Birkaç on yıl içerisinde İngiltere’de benzinli otomobilden daha fazla elektrikli otomobilin sokaklarda olduğu görülüyor.

Daha uzun menzil, daha fazla güç ihtiyacı ve bazı markaların seri üretim, pazarlama başarısı sayesinde benzinli otomobiller, elektrikli otomobillerin kısa süren liderliğini ortadan kaldırdı. Elbette bu ilk elektrikli otomobiller, günümüz batarya ve elektrik motoru tekniğinin çok daha ilkel ve yetersiz
bir formuydu.
Teknolojik ilerleme, yarı iletken malzemelerin gelişmesi, batarya teknolojisinde gerçekleşen devrimsel dönüşümler ve gelişmiş bilgisayar desteği sayesinde, ibre tersine dönmeye başladı.
Elektrikli otomobiller ile birlikte, tüm taşımacılığın elektrifikasyonunu başarabilecek olgunluğa ve imkâna ulaşmış durumdayız.
Bireysel otomobil sahipliğinde, tüketici tercihlerine doğrudan etki eden büyük bir reklam ve tanıtım bombardımanı sürdürülüyor. Yüksek tork, düşük yakıt maliyeti ve çevre dostu olması gibi birçok farklı iddia ile elektrikli otomobillerin yıldızı beklenenden çok daha hızlı şekilde parlatılmaya başlandı. Belki yıllarca sürecek değişim ve dönüşüm süreçleri hızla atlanarak, şaşırtıcı bir ivme yakalandı.
Ekonomik ve fiziksel koşullar toptan değerlendirilecek olduğu zaman, her alanda içten yanmalı motor teknolojisinin yerine, elektrikli sistemi koymaya gerçekten hazır mıyız?
Elektrikli otomobil alınır mı?
Bu sorunun cevabı, birçok farklı değişkene bağlı olarak verilmelidir. Tüketicinin beklentisi, kullanım alışkanlıkları, yaşadığı ortam ve ekonomik koşullara göre cevap da değişecektir.
Kabaca verilebilecek en doğru cevap EVET olacaktır. Batarya, yönetim yazılımları ve elektrik motorlarının ulaştığı seviye, elektrikli otomobilleri, tüketicinin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabilecek noktaya taşımıştır. Tüm bu gelişimler durmaksızın devam etmekte ve her yeni gün; daha verimli, daha uzun menzilli ve konforlu modelleri ortaya çıkarmaktadır.
Daha derinlemesine düşünecek olursak, yukarıda zikrettiğim beklenti, alışkanlık ve ekonomik şartlar ile birlikte değerlendirme yapmak gerekiyor. Satın alma maliyetleri, içten yanmalı motorlara
sahip araçlar ile aynı seviyeye geldiği için önemli bir değişken olarak sayılmaz.
Elektrikli otomobil alma kararımızı etkileyecek önemli etkenlerin birkaç tanesini maddeler halinde sıralamak ve bunları kendi koşullarımıza göre araştırıp değerlendirerek karar vermek gerekiyor.
· Günlük, haftalık ve aylık kullanım rutinimizi planlayarak, elektrikli otomobilimizin menzilini belirlememiz veya mevcut modellerinin menzillerinin yeterli olup olmayacağını tespit etmemiz gerekiyor.
· Evimiz ve işyerimizin şarj altyapısı için yeterli veya uygun olup olmadığı değerlendirilmeli, çevremizde ve rutin yolculuk rotalarımızda bulunan veya yapılması planlanan şarj noktaları tespit edilmelidir. Daha da önemlisi, yeni aracımızın alışkanlıklarımızı değiştireceğini, planlı ve
programlı olmak zorunda kalacağımızı hesaba katmak gerekiyor.
· Yaşadığımız bölgenin iklim şartlarına göre, alacağımız elektrikli aracın ısı yönetim sisteminin ve fiziki yapısının uygun şekilde seçilmesi gerekiyor. Soğutulması gereken içten yanmalı bir motor olmadığı için özellikle iç mekânın iklimlendirilmesi elektrikli olacağından güç tüketimi
yüksek olacak ve menzilimizi doğrudan etkileyecektir.
· Bana göre en önemli etken, genel ekonomik durumumuzdur. Avrupa’da birçok aracın ekonomik ömrü 150.000 km olarak belirleniyor. Ülkemizde ise otomobil taşıt olma vasfının yanında büyük oranda bir yatırım aracı olarak görülüyor. 150.000 km’de ekonomik ömrünü tamamlamış bir araç ülkemizde düşük kilometre yapmış, uygun bir araç olarak görülebiliyor.
Elektrikle otomobiller ve batarya ömürleri hesaba katıldığı zaman, on yıllarca el değiştirecek, ikinci elde değerlenecek finansal bir enstrüman olma vasfı belirsizliğini koruyor. Otomobil satın alırken, ortalama bir Avrupalı kadar ekonomik ve zihinsel serbestliğiniz olduğunu düşünüyorsanız, bu etken de ortadan kalkacaktır.
Son tahlilde, “Elektrikli otomobil alınır mı?” sorusunun cevabı, tüketicinin kişisel durumu ve tercihleri hesaba katılarak, üzerine düşünülmesi gereken farklı etkenler de araştırılarak, cevaplanması gereken bir sorudur.

Esen kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.