Rahmet ikliminin pare pare haftalarımızı, aylarımızı kuşattığı şu mübarek günlerde bu soruyu kendimize sormak gerekir. Kimlere rağbet ediyoruz? Bugün Regaip Gecesi’nde rağbetimizin Allah'a olduğunu, Miraç ile Rabbimize yükseldiğimizi, Şaban'ın 15. gecesinde Allah'tan aldığımız Berat'ı, Kadir Gecesi ile doruğa ulaşarak inşallah üç ayları, içinde Ramazan'ı ve Kadir Gecesi’ni barındıran bu mübarek, faziletli zaman dilimini dolu dolu geçireceğiz. Daha da doğrusu geçirmemiz gerekiyor. Hayatın akışı çok hızlı. Madde mananın önüne geçmiş. Bütün değerlerin içi boşaltılmış. Diğer günlerde yapamıyoruz bazı şeyleri en azından böyle gecelerde yapalım.
Tabii şunu demek istemiyoruz; yılın bütün günlerinde dinsiz imansız bir hayat yaşayıp da bu gecelerde günah çıkartalım. Hayır, öyle bir anlayış ve amel olamaz. Yılın her anında rabbimizle beraber olacağız, dinimizi yaşamak için gayret göstereceğiz, fakat bu gecelerde biraz daha çıtayı yükselteceğiz. Çünkü biz Hristiyan değiliz. Bu geceler Hristiyanların kilisede süpürgeyle papaz nezaretinde günah çıkardığı geceler gibi değildir.
KM. SIFIRLAMA...
Araçlar zaman zaman kilometre sıfırlarlar. 6 aylık, hatta yıllık bakımları olur. Çünkü zamanla yıpranır, metal aşımına maruz kalır, yollar yorar; insanı da yıllar yorar. Manevi depremler yaşar, türlü türlü günahlara girer, hayat, içinden çıkılmaz bir hale gelir. Allah'ın affı her gece vardır; tövbenin saati zamanı yoktur. Ölmeden önceki ana kadar bu kapı açıktır. Fakat bu özel günler daha bir güzeldir. Bu geceleri fırsat bilerek, maneviyatımızı bakıma alabilir, günah kilometremizi sıfırlayabilir, manevi hayatta tertemiz bir sayfa açabiliriz. Yeter ki kul rabbine dönsün.
İŞİM BİTİNCE DÖNECEĞİM
İnsanoğlu hayatı boyunca namaza, amele, diğer ibadetlere hep böyle bakar. Emekli olayım namaza başlayayım, hacca gideyim tövbe edeyim, şimdi tutamam şöyle bir ellime geleyim gibi nice bahanelerle hep atar, inancını savsaklar, nihayetinde Rabbini unutur. Belki de Rabbine dönemeden bu dünyadan çeker gider.
Hani biz deriz ya işimi halledeyim sana döneyim, Rabb'imiz de: "Kulum bana dön işini halledeyim…" ah bunu bir anlayabilsek.
SİCİL AFFI
Hani bize küçüklüğümüzden beri öğretirler ya büyüklerimiz... Sakın ha yanlış işler yapmayın! Siciliniz bozulur. Memur olamazsınız, resmi bir görev alamazsınız, herkes size sırt döner. Evet, bu dünyada böyledir. Adli sicil kaydınız bozuksa toplumdan dışlandınız. Birçok alanda, hele hele resmi alanda asla görev alamazsınız. Aman dikkat edin 657'de öyle yazıyor...
YA 6236...
Evet 6236 ayetten müteşekkil olan Kur'an-ı yaşamakla hükümlü ve yükümlü, Müslümanlık iddiasında bulunanlar 6236 ayetten hesaba çekilmeyecekler mi? Hesabın en büyüğünü Allah sorar. Hesabın en dehşetlisi ahiretin hesabıdır. O zaman kendimizi bir daha gözden geçirelim.
Kur'an aynasında günahkâr nefsimizi görelim. İtikadımızı tevhid süzgecinden geçirip, varsa süzgece takılan küfür, şirk, isyan, tuğyan cümle günahlarımızı çöpe atalım, güzelliklerimizi, iyi amellerimizi iyi niyetle haşlayıp hayatımıza yön verelim.
Âli İmran Suresi 102. ayetiyle ateşimizi harlayalım: "Ey iman edenler! Allah'ın emirlerine karşı gelmekten sakının ve canınızı ancak Müslüman olarak Allah'a teslim edin"
Şerefli üç ayların başta Gazze, Doğu Türkistan, Arakan olmak üzere tüm İslam dünyasına huzur, barış getirsin, İslam âleminin kurtuluşuna, zalimlerin, hainlerin hüsranına vesile olsun temenni ve niyazımla...
Allah'a emanet olun…