Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Fatih GÖKSEL
Köşe Yazarı
Fatih GÖKSEL
 

DOSYALARDAN BERAAT

Bir mahkumun tahliye olmak için can attığı gibi... Bir öğrencinin fakülteyi bitirip görev heyecanıyla yanıp tutuştuğu gibi... Bir fakirin zengin olma hayali ile yaşadığı gibi... Yatağa mahkum olmuş hastanın ayağa kalkacağı günleri özlemle beklediği gibi... Evet biz de Allah'tan affı böyle beklememiz gerekiyor. Allah'ın rahmetini böyle ummamız gerekiyor. Allah'a böyle yalvarmamız, manevi dosyalarımızın affı için böyle yakarmamız gerekiyor. SABIKA KAYITLARI... Yeryüzünün ilk sabıka kaydı Kabil'in Habil'i öldürmesi ile başladı. Habil'in öldürülmesi ile cinayeti işledi. Cinayet ki büyük günahlardan... Hatta ilk sabıka kaydı hazreti Adem ile başladı desek bile yanlış söylemiş olmayız. Zira Adem babamız bir hata etti, iblise uydu. Allah'tan af diledi Allah da ona merhametiyle günahından beraat ettirdi. Peki ya bizim sabıka kayıtlarımız ne olacak? İşlenen nice cinayetler, ekmek gibi yenen faizler, su gibi içilen şaraplar, Allah'tan korkmadan utanmadan sıkılmadan yapılan zinalar, hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk... İftiralar, dedikodular, gıybetler... Sadece bunlar mı? Sayamayacağımız kadar daha niceleri. Kimimiz bunları yapmasa da yalan söylüyor, kimimiz haram yiyor, kimimiz anne babasına asi, kimimiz akraba ile ilişkiyi kesmiş, kimimiz komşuları ile küs, kimimiz ne miras tanıyor, ne hak hukuk tanıyor, kimimiz dünya peres, kimimiz mal mülk peres, kimisi de putlar ve heykellerden medet uman putperest. Kimisi Allah'ı karıştırmaz hayatına. Kimisi Müslümanım der namaz abdest yok dünyasında. Sevgi saygı merhamet ise hiç uğramamış. İyilik adına bir gayret bir çalışma yok. Kimisi kumar masalarında ömür tüketiyor. Kimisi kahvehanelerde, kimisi meyhanelerde kimisi eğlence merkezlerinde hayat tüketiyor. Kimisi Allah'a baş kaldırmış isyan ediyor. Kimisi Allah tanımaz ateist. Kimisi şirk batağından müşrik. Kimisi bir takım ideollerin ve ideoloji'lerin kıskacında. Velhasıl Allahsız bir yaşam tarzı. Bunların hepsi bir suç dosyasıdır. Şimdi şöyle bir soru soralım; sadece cezaevinde yatanlar mı suçlu? Elbette hayır. Cezaevindekiler işin görünen kısmı. Ama şunu unutmayalım: Dünya hapishanesinin mahkumları olan bizler, hakimler hakimi olan Allah'ın divanında yargılanacağız. Bu dünyada yırtabiliriz. Kendimizi zengin görebiliriz. Ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Lakin bu hayatın bir sonu, bu sonun bir hesabı olacak. Öyleyse ne yapmamız gerek? BERATIMIZ BERAATİMİZ OLSUN Allah'a döneceğiz; diz çöküp ona yalvaracağız. Ondan medet umacağız. Onun affetmeyeceği hiçbir günah yoktur. Bakın hakimler hakimi olan Allah ne buyuruyor: “Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: ‘Selam üzerinize olsun! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazmıştır (gerekli kılmıştır).’ Gerçek şu ki sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip kendisini düzeltirse, O çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Enam 54). Bundan daha güzel bir müjde olabilir mi? Mahkumlar devletten özür dileyip bir daha işlemeyeceklerini beyan etseler bile devlet asla affetmez, sabıka kayıtlarını da silmez. Ama Allah bizim sabıka kayıtlarımızı siliyor. Onun af kapısı her daim açık. Yeter ki Allah'ın kapısını çalalım. Allah'ın affı her gece vardır sadece bu gece değil. Ama bu gece biraz daha değerlidir. Peygamber Aleyhisselam bu konuda şöyle buyuruyor: "Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?’ buyurur.” (İbn Mâce, H. No: 1388) Beratımızın beraatimiz olması, manevi dosyalarımızın affedilmesi, yüce rabbimizin affına mazhar olabilme ve cennetine girebilme dileğiyle... Allah'a emanet olun…
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2025 - Perşembe

DOSYALARDAN BERAAT

Bir mahkumun tahliye olmak için can attığı gibi... Bir öğrencinin fakülteyi bitirip görev heyecanıyla yanıp tutuştuğu gibi... Bir fakirin zengin olma hayali ile yaşadığı gibi... Yatağa mahkum olmuş hastanın ayağa kalkacağı günleri özlemle beklediği gibi... Evet biz de Allah'tan affı böyle beklememiz gerekiyor. Allah'ın rahmetini böyle ummamız gerekiyor. Allah'a böyle yalvarmamız, manevi dosyalarımızın affı için böyle yakarmamız gerekiyor.

SABIKA KAYITLARI...

Yeryüzünün ilk sabıka kaydı Kabil'in Habil'i öldürmesi ile başladı. Habil'in öldürülmesi ile cinayeti işledi. Cinayet ki büyük günahlardan... Hatta ilk sabıka kaydı hazreti Adem ile başladı desek bile yanlış söylemiş olmayız. Zira Adem babamız bir hata etti, iblise uydu. Allah'tan af diledi Allah da ona merhametiyle günahından beraat ettirdi. Peki ya bizim sabıka kayıtlarımız ne olacak?

İşlenen nice cinayetler, ekmek gibi yenen faizler, su gibi içilen şaraplar, Allah'tan korkmadan utanmadan sıkılmadan yapılan zinalar, hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk... İftiralar, dedikodular, gıybetler... Sadece bunlar mı? Sayamayacağımız kadar daha niceleri. Kimimiz bunları yapmasa da yalan söylüyor, kimimiz haram yiyor, kimimiz anne babasına asi, kimimiz akraba ile ilişkiyi kesmiş, kimimiz komşuları ile küs, kimimiz ne miras tanıyor, ne hak hukuk tanıyor, kimimiz dünya peres, kimimiz mal mülk peres, kimisi de putlar ve heykellerden medet uman putperest.

Kimisi Allah'ı karıştırmaz hayatına. Kimisi Müslümanım der namaz abdest yok dünyasında. Sevgi saygı merhamet ise hiç uğramamış. İyilik adına bir gayret bir çalışma yok. Kimisi kumar masalarında ömür tüketiyor. Kimisi kahvehanelerde, kimisi meyhanelerde kimisi eğlence merkezlerinde hayat tüketiyor. Kimisi Allah'a baş kaldırmış isyan ediyor. Kimisi Allah tanımaz ateist. Kimisi şirk batağından müşrik. Kimisi bir takım ideollerin ve ideoloji'lerin kıskacında.

Velhasıl Allahsız bir yaşam tarzı. Bunların hepsi bir suç dosyasıdır. Şimdi şöyle bir soru soralım; sadece cezaevinde yatanlar mı suçlu? Elbette hayır. Cezaevindekiler işin görünen kısmı. Ama şunu unutmayalım: Dünya hapishanesinin mahkumları olan bizler, hakimler hakimi olan Allah'ın divanında yargılanacağız. Bu dünyada yırtabiliriz. Kendimizi zengin görebiliriz. Ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Lakin bu hayatın bir sonu, bu sonun bir hesabı olacak. Öyleyse ne yapmamız gerek?

BERATIMIZ BERAATİMİZ OLSUN

Allah'a döneceğiz; diz çöküp ona yalvaracağız. Ondan medet umacağız. Onun affetmeyeceği hiçbir günah yoktur. Bakın hakimler hakimi olan Allah ne buyuruyor: “Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: ‘Selam üzerinize olsun! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazmıştır (gerekli kılmıştır).’ Gerçek şu ki sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip kendisini düzeltirse, O çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Enam 54).

Bundan daha güzel bir müjde olabilir mi?

Mahkumlar devletten özür dileyip bir daha işlemeyeceklerini beyan etseler bile devlet asla affetmez, sabıka kayıtlarını da silmez. Ama Allah bizim sabıka kayıtlarımızı siliyor. Onun af kapısı her daim açık. Yeter ki Allah'ın kapısını çalalım. Allah'ın affı her gece vardır sadece bu gece değil. Ama bu gece biraz daha değerlidir. Peygamber Aleyhisselam bu konuda şöyle buyuruyor:

"Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?’ buyurur.” (İbn Mâce, H. No: 1388)

Beratımızın beraatimiz olması, manevi dosyalarımızın affedilmesi, yüce rabbimizin affına mazhar olabilme ve cennetine girebilme dileğiyle...

Allah'a emanet olun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hak yolcusu
(14.02.2025 07:46 - #464)
Hocam tespitler ve örnekler herzaman ki gibi müthiş
Fatih Hızımızı ve hızımızı kur'an'dan alıyoruz.. Allah yazdıklarınızı amel etmeyi nasip etsin
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember