Önce bir hikâyeyle başlayalım söze…
Hikâye dedimse kıssadan hisse… Sen sana düşeni almaya bak.
Olayın geçtiği devir: Asr-ı Saadet. Hani geçen günlerde dünyaya teşrif etmesi hasebiyle camileri doldurup taşırdığımız, âlemlere rahmet olan peygamberimizin yaşadığı devir. Bu arada geçmiş kandilin mübarek olsun… İnşallah olmuştur!
Neyse…
Uzak diyarlardan akın akın gelen insanlar rahmete dalmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Hepsinin derdi aynı: Alemlere Rahmet olarak gönderilen son nebiyi görebilmek. İşte yine onlardan bir grup daha kutlu şehre girer girmez soruyorlar: “Peygamber nerede?”
Şehrin meydanında olduğunu öğrenince hızlıca meydana doğru koşuyorlar koşmasına lakin herkes birbirine benziyor. Gözleri meydandaki gezinenlerde… Bir kral, bir sultan arıyor bakışlar. Lakin meydanda öyle birisi yok. Sonra arayanların içinden bir tanesi meydanda su dağıtan adama yaklaşıp soruyor: “Peygamber Muhammed nerede?”
Soruyu sorduğu su dağıtan adam aradıkları kişi olduğunu öğrenince şaşkın şaşkın bakıyorlar. Su dağıtan adam tebessümle gelenlere: “İnsanların en hayırlısı insanlara en çok hizmet edendir” diyor.
İmdi! Bu kıssayı yüreğine kazıyıp devam edelim söze. Malum okullar açıldı. Herkes pürtelaş… Çocuğunun okuyup en iyi yere gelmesi derdinde ana babalar. Bizim Ahmet Efendi de bu sene maarif hayatına başladı. Rabbim bütün evlatlarımızı marifete ulaştırsın duasıyla aldım karşıma. Ben anlattım o dinledi. Biz de o yollardan geçtik deme sen de dinle diye yazdım bütün bunları:
“Sev evlat… Unutma her şey sevmekle başlar… Dosdoğru ol evlat… Yaratılanı yaratandan dolayı hoş gör ve sev. Yaratılanı diyorum sana; ne olursa olsun insanı, hayvanı ve bitkiyi sev… Ancak bu sevgide bir menfaat olmasın. O yüzden insanı, hayvanı ve bitkiyi karşılıksız sev.
Dosdoğru ol evlat. Yaratılanı sakın ola aldatma. Yalan söylemek bizim inancımıza göre haram. Ne yaparsan yap ama yalan söyleme. Çalma… Başkalarına el açma…
Her insanın kabı farklıdır evlat. Bu sebeptendir ki sana düşeni elinden geldiğince yapıp sonrasında tevekkül ile sabret. Unutma senin olan gelir seni bulur. Ha bu arada nasıl olsa gelecek deyip miskin miskin de oturma.
Özüne baktığında göreceksin ki helal emektir. Emek yoksa bir şeyde o senin değildir. Senin gibi görünse de özünde senin değildir.
İnsanız evlat. Hata yapmak insan içindir. Önemli olan hata yapmak değil sonrasında özür dileyerek o hatayı tekrarlamamaktır. Hata yapmaktan korkma.
Ne kazanırsan kazan kazandığında fakirin hakkı olduğunu unutma. Geciktirmeden onu fakirlerle paylaş. Alan el olma veren el ol. Lokmanı çekinmeden bölüş ve kibirlenme… Büyük küçük demeden herkese teşekkür etmesini bil.
Uzun bir yolculuktur bu başladığın yol. Bu yolda cahillerden değil cahil olmaktan kaç. Tembellik etme. Çok çalış ve oku…. Değil mi ki ilk emrimiz “Oku!” o yüzden bolca oku evlat…
Ve evlat sen sen ol susma.
İyilikleri öv
Kötülükleri korkusuzca söyle…”