Bu adına İstanbul Sözleşmesi denilen belge imzalanırken imzacıların düşüncesi ne idi pek bilemiyoruz; ancak kadın, çocuk haklarını koruma adına AB dayatmalarına uyma düşüncesi ile olduğunu zannediyorum. İstediği kadar iyi niyetle imzalanmış olsun gerçekte istismara açık konular. Bundan en çok kim yararlandı derseniz cevabı net, kadın ve çocuk dışında sapkın topluluklar.
Bugün biliyoruz ki, bu sözleşmeden sonra ülkemiz üzerinde hesapları olan ne kadar AB-ABD fonu vakfı varsa tamamı LGBT başta olmak üzere tüm değişikleri fonlamışlar ve bu fonlamaların milyon dolarlarla ifade ediliyor olması niyeti açık ediyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin sözde getirdiği tüm imkânlar neredeyse sadece bu “ters çalışan” kişilerce kullanılmış. Ülkemin aile yapısına kast eden bu “yumuşakçalar” sadece cinsiyetlerini açık edebilme imkânı değil, gelen milyon dolar-euro desteği ile gençliği avlayacak “moda” sektörünün neredeyse tamamını ele geçirmişler.
Dikkat ederseniz, medyada öne çıkarılmaya çalışılan erkek modacılarının tamamına yakını ters çalışan yumuşakça. Adına uniseks dedikleri kadın-erkek giyimleri, erkeklere sundukları belki kadın hatlarını belli edecek taytların genç erkeklere sunulması, bunların tamamı bu yumuşakçaların AB ve ABD vakıflarının arkadan desteği ile yaptıkları çalışmalar.
Medyada bir akademisyen bayan; “Bu sözleşmenin İstanbul’da imzalanmasından gurur duymamız lazım” diyordu. Titr’i Prof. olan bir siyasetçi ki, Avrupa’da gay yürüyüşüne katılım sağladığı video yayınlamıştı bir kanalda bu iptale öyle saldırıyordu ki, sanırsın gerisine nişadır sürülmüşçesine.
Sanırsınız ki; kadına, çocuğa kıyan sapıklar bu sözleşmeyi okuyunca vazgeçecekler. Neredeyse Dallas dizisine dönmüş CHP’de bu iptale karşı. Ulan madem bu sözleşme engelleyecek niye partide uygulamadınız? Bunların tüm derdi; Türk milletinin dinine, töresine kast etmek ve LUTİLİK dinini yaymak.
Cumhur İttifakı’nın aldığı bu karar; Vezüv’ün Pompei’nin üzerine ateş yağdırması kadar etkili oldu, Lut kavminin helâk’ını hissettiler. İstanbul Sözleşmesi’ni desteklemek; “Oğlunun kocaya kaçmasına, kızının kız kaçırmasına razı olmak” gibi bir mecburiyete sebep olabilir. Medyada bu paçavradan gurur duyan bayanın kocası yakında kocaya kaçabilir.
***
DOLAR-MERKEZ BANKASI
Merkez Bankası’ndaki değişimle dolar arasında bir ünsiyet kuranlara bakıyorum. Finans çevreleri dışında, ilkokulu beş yılda zor bitirmiş kahve müdavimleri var, sanırsın bu konuda yüksek lisans yapmış ahkâm kesiyor.
Bir de bunların mecliste muadilleri var, Kemal Derviş’in çırağı CHP’li fıstrrak ve bir ara badem bıyıkları nedeni ile merkez bankası başkanı olan Durmuş var. Fıstırrak’tan en kısa fıkrayı dinledim bugün, diyor ki ‘muhterem; hükümet çarşamba gün gecikmeden erken seçim ilan etsin.’
Yahu muhterem erken seçim hatırladığım iki yerde tam yerinde kullanıldı ki, ikisi de Bilge Lider Bahçeli tarafından, birisi senin ustan Kemal Derviş ve avanesinden kurtulmak için, diğeri Davidofun yıkımını engellediği Kasım seçimleri.
Eşşek dua etti diye semercinin yok edildiği nerde görülmüş?
***
AYASOFYA İMAMI
Bu camimize imam atanan muhtereme bu vazife ağır geldi anlaşılan. Kendisine vazife icat edip twitter da fetvalar yayınlıyor. Mevlana’nın bir hikayesi var; “Bir sinek su birikintisinde yüzen bir saman çöpüne konmuş ve şöyle düşünmüş; bu bir gemi ve ben bunun kaptanıyım.”
Muhterem hoca efendi; Ayasofya tarihen önemli, içinde ibadet edildiği için, fethin sembolü olduğu için, mânen kıymetli o kadar, ne o mukaddes ne de sen.
Vesselam…