Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Konya-Antalya Dekovil Hattı ve Seydişehir

YAŞAM 09.04.2021 - 20:43, Güncelleme: 06.01.2023 - 07:46
 

Konya-Antalya Dekovil Hattı ve Seydişehir

1911’de Konya Vilayeti Genel Meclisi Antalya Sancağı üyelerinden Hoca Rasih Efendi (Kaplan) “ Konya’nın ilçeleri merkeze bağlanmamış, karayoluyla bazılarına ancak yaz günleri at arabası ile gidilebilen, birçoğunun ise bu imkândan da yoksun olduğu, ilçeleri dahi merkezinin çarşısına pazarına gelemeyen bir şehrin elbette iktisaden durgunlaşacağını” ifade etmekteydi.
1911’de Konya Vilayeti Genel Meclisi Antalya Sancağı üyelerinden Hoca Rasih Efendi (Kaplan) “Konya’nın ilçeleri merkeze bağlanmamış, karayoluyla bazılarına ancak yaz günleri at arabası ile gidilebilen, birçoğunun ise bu imkândan da yoksun olduğu, ilçeleri dahi merkezinin çarşısına pazarına gelemeyen bir şehrin elbette iktisaden durgunlaşacağını” ifade etmekteydi. Onun Konya’ya olan bu ilgisinin sebebi doğduğu yer olan Akseki’nin Konya irfan müesseseleri ve iktisat işleriyle olan bağı idi.   I. Dünya Savaşı yıllarında Konyalıların sürekli gündemde tuttuğu Ankara-Konya dekovil hattı, savaşlar nedeniyle bir türlü projelendirilip hayata geçirilemedi. Bunda Almanların, her çeşit mal ve malzemenin Konya üzerinden İstanbul, İstanbul’dan da Bulgaristan ve Avusturya-Macaristan üzerinden Almanya’ya ulaştırılması düşüncesi vardı.   Rasih Bey’e göre, Milli Mücadele yıllarında ordumuzun Sakarya’ya çekilişinde “Haymana ovasına doğru yayılan askeri kıtalarımıza malzeme ve erzak sevkiyatında, yol olmaması yüzünden müşkülat yaşanıyordu. Ordu erkânı Konya ile Ankara arasına bir dekovil demiryolu inşasını rica etmişlerdi. Ancak o dönemler bahçeler etrafındaki parmaklık demirlerinden ordumuz için süngü yaptığımız yıllardı” ve bu düşünce gerçekleşemedi.   Rasih Bey yıllar sonra Büyük Millet Meclisinde Antalya Milletvekili olunca, 1925 yılında Ankara-Konya-Antalya’nın demiryolu ile bağlanması konusunu tekrar gündemine aldı. Dönemin Bayındırlık Bakanı Behiç Bey projeyi yerinde buldu. Çorum Milletvekili Ziya Bey ile Bakanlık Yüksek Mühendisi Galip Bey’i, yörede etüt çalışması için görevlendirdi. Görevlendirilen bu isimler Çumra’dan su kanalını takip ederek Bozkır ve Seydişehir İlçelerinin önünden geçerek Beyşehir’e, Akseki, Manavgat, Serik, Antalya güzergâhında keşif yaptılar. Bu güzergâhta dekovil hattı çekilirse ekonomik açıdan “şaheser olur” dediler. Ayrıca bu konuda rapor hazırlayıp, Manavgat Çayı’nın Akdeniz’e döküldüğü noktaya, bir liman yapılmasını istediler. 1927 yılı, demiryolları için faal bir dönemdi. Bu dönemde Konya ve ilçelerinin dekovil hatlarıyla birleştirilmesi düşüncesinin proje çizimleri tamamlandı. Hattâ yerli ve yabancı taliplilere verileceği de açıklandı. Çumra-Bozkır-Seydişehir-Akseki-Manavgat-Antalya dekovil hattına öncelik verilmiş olup, Bozkır-Seydişehir-Akseki arasına rayların bir kısmı döşenmişti. Bu proje gerçekleştirilecek diye beklenirken, Konya Milletvekilleri işin ehemmiyetini anlayamadan, Afyonkarahisar milletvekilleri demiryolu işini memleketlerine kaydırdılar. Bu durumda Konya-Manavgat-Antalya demiryolu projesinden vazgeçilerek Afyonkarahisar-Antalya hattı yapıldı. Afyonkarahisar-Antalya hattının yapımına başlanınca, Ankara-Konya-Antalya tren yolu projesi tekrar gündeme geldi. Çünkü, mutlaka Orta Anadolu yaylalarının mahsulatı tesis edilecek tren hattıyla Konya üzerinden, Akdeniz limanlarına kolaylıkla ulaştırılmalıydı. Genç Cumhuriyetin Demiryolu ulaşımına verdiği önem Onuncu yıl Marşında “…Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan…” mısralarına da yansımıştı.   Rasih Kaplan Bey 1945 yılında, Antalya’yı hinterlant olarak diriltecek olanın Konya-Antalya demir yolu olduğu tezini terk etmeyerek dönemin Bayındırlık Bakanı Sırrı Day, Ankara Milletvekili Mümtaz Ökmen, Bakanlık Demiryolları ve Limanlar İnşaat Dairesi Başkanı Ferdi Bey ile muavini İkbal Adil’i Ankara-Konya-Akdeniz yolunu görmeye davet etti. Otomobille Gölbaşı, Kulu, Cihanbeyli üzerinden Konya’ya gelindi. Ferdi Bey’in efendim bu güzergaha demir yolu yapalım, satıh arızasız, maliyeti de düşük olacaktır şeklindeki beyanı maalesef askıda kalacaktır.   Osmanlıdan Cumhuriyete fasılalarla gündeme gelen Ankara-Konya Tren yolu hattı, Yüksek Hızlı Tren Yolu olarak 23 Ağustos 2011 Salı günü hizmete açılmıştır. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan ve Seydişehir’den geçecek olan Kayseri-Nevşehir-Aksaray-Konya-Antalya Hızlı Tren Demiryolu projesi kapsamında, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği (ÇED) hükümleri gereğince “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı” verilmiştir. Bir asır öncesinden gündeme gelmiş ancak 21.yüzyıl Türkiyesi’nde hayata geçirilebilmiş olan Ankara-Konya demir yolunun, Konya’dan Antalya’ya ulaşması yakın gelecekte gerçekleşmesini arzu ettiğimiz çok önemli bir projedir.   Mehmet Rasih Kaplan: Hukukçu, alim, sosyolog, siyaset adamı, milletvekili (D. 1883, Akseki / Antalya – Ö. 13 Kasım 1952). Antalya Rüştiyesi'ni bitirdi. Konya Ziyaiye ve İrfaniye (1902) medreselerinden icazet aldıktan sonra Kahire Camiü'l-Ezher ve Kahire Darül Fünun'da içtimaiyat (sosyoloji) ve edebiyat öğrenimi gördü(1906), Arapça öğrendi. İttihad ve Terraki Fırkası üyesi olarak Antalya Liva Meclisi'ne girdi (1911). İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Antalya'dan Milletvekili seçildi (1920-1943). Hint Müslümanlarının Türk İstiklal Harbi’ne desteği olan parayı getirip Gazi Mustafa Kemal'e teslim eden kişiydi. Eskişehir İstiklal Mahkemesi üyeliği yaptı. Antalya'da asker sevkiyatıyla görevlendirildi (1921). Maraş Milletvekili oldu (1943-1946). Daha sonra yeniden Antalya Milletvekili ve CHP yöneticisi olarak parlamento'da yer aldı (1946-1950).   (Kaynaklar: Rasih Kaplan, “Ankara-Konya-Akdeniz Yolu İçin I-II”, Yeni Konya, 7-8 Şubat 1951, s.1-2,Fotoğraflar, Ferhan Öztürklevent Arşivinden temin edilmiştir.)
1911’de Konya Vilayeti Genel Meclisi Antalya Sancağı üyelerinden Hoca Rasih Efendi (Kaplan) “ Konya’nın ilçeleri merkeze bağlanmamış, karayoluyla bazılarına ancak yaz günleri at arabası ile gidilebilen, birçoğunun ise bu imkândan da yoksun olduğu, ilçeleri dahi merkezinin çarşısına pazarına gelemeyen bir şehrin elbette iktisaden durgunlaşacağını” ifade etmekteydi.

1911’de Konya Vilayeti Genel Meclisi Antalya Sancağı üyelerinden Hoca Rasih Efendi (Kaplan) “Konya’nın ilçeleri merkeze bağlanmamış, karayoluyla bazılarına ancak yaz günleri at arabası ile gidilebilen, birçoğunun ise bu imkândan da yoksun olduğu, ilçeleri dahi merkezinin çarşısına pazarına gelemeyen bir şehrin elbette iktisaden durgunlaşacağını” ifade etmekteydi. Onun Konya’ya olan bu ilgisinin sebebi doğduğu yer olan Akseki’nin Konya irfan müesseseleri ve iktisat işleriyle olan bağı idi.

 

I. Dünya Savaşı yıllarında Konyalıların sürekli gündemde tuttuğu Ankara-Konya dekovil hattı, savaşlar nedeniyle bir türlü projelendirilip hayata geçirilemedi. Bunda Almanların, her çeşit mal ve malzemenin Konya üzerinden İstanbul, İstanbul’dan da Bulgaristan ve Avusturya-Macaristan üzerinden Almanya’ya ulaştırılması düşüncesi vardı.

 

Rasih Bey’e göre, Milli Mücadele yıllarında ordumuzun Sakarya’ya çekilişinde “Haymana ovasına doğru yayılan askeri kıtalarımıza malzeme ve erzak sevkiyatında, yol olmaması yüzünden müşkülat yaşanıyordu. Ordu erkânı Konya ile Ankara arasına bir dekovil demiryolu inşasını rica etmişlerdi. Ancak o dönemler bahçeler etrafındaki parmaklık demirlerinden ordumuz için süngü yaptığımız yıllardı” ve bu düşünce gerçekleşemedi.

 

Rasih Bey yıllar sonra Büyük Millet Meclisinde Antalya Milletvekili olunca, 1925 yılında Ankara-Konya-Antalya’nın demiryolu ile bağlanması konusunu tekrar gündemine aldı. Dönemin Bayındırlık Bakanı Behiç Bey projeyi yerinde buldu. Çorum Milletvekili Ziya Bey ile Bakanlık Yüksek Mühendisi Galip Bey’i, yörede etüt çalışması için görevlendirdi. Görevlendirilen bu isimler Çumra’dan su kanalını takip ederek Bozkır ve Seydişehir İlçelerinin önünden geçerek Beyşehir’e, Akseki, Manavgat, Serik, Antalya güzergâhında keşif yaptılar. Bu güzergâhta dekovil hattı çekilirse ekonomik açıdan “şaheser olur” dediler. Ayrıca bu konuda rapor hazırlayıp, Manavgat Çayı’nın Akdeniz’e döküldüğü noktaya, bir liman yapılmasını istediler. 1927 yılı, demiryolları için faal bir dönemdi. Bu dönemde Konya ve ilçelerinin dekovil hatlarıyla birleştirilmesi düşüncesinin proje çizimleri tamamlandı. Hattâ yerli ve yabancı taliplilere verileceği de açıklandı. Çumra-Bozkır-Seydişehir-Akseki-Manavgat-Antalya dekovil hattına öncelik verilmiş olup, Bozkır-Seydişehir-Akseki arasına rayların bir kısmı döşenmişti. Bu proje gerçekleştirilecek diye beklenirken, Konya Milletvekilleri işin ehemmiyetini anlayamadan, Afyonkarahisar milletvekilleri demiryolu işini memleketlerine kaydırdılar. Bu durumda Konya-Manavgat-Antalya demiryolu projesinden vazgeçilerek Afyonkarahisar-Antalya hattı yapıldı. Afyonkarahisar-Antalya hattının yapımına başlanınca, Ankara-Konya-Antalya tren yolu projesi tekrar gündeme geldi. Çünkü, mutlaka Orta Anadolu yaylalarının mahsulatı tesis edilecek tren hattıyla Konya üzerinden, Akdeniz limanlarına kolaylıkla ulaştırılmalıydı. Genç Cumhuriyetin Demiryolu ulaşımına verdiği önem Onuncu yıl Marşında “…Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan…” mısralarına da yansımıştı.

 

Rasih Kaplan Bey 1945 yılında, Antalya’yı hinterlant olarak diriltecek olanın Konya-Antalya demir yolu olduğu tezini terk etmeyerek dönemin Bayındırlık Bakanı Sırrı Day, Ankara Milletvekili Mümtaz Ökmen, Bakanlık Demiryolları ve Limanlar İnşaat Dairesi Başkanı Ferdi Bey ile muavini İkbal Adil’i Ankara-Konya-Akdeniz yolunu görmeye davet etti. Otomobille Gölbaşı, Kulu, Cihanbeyli üzerinden Konya’ya gelindi. Ferdi Bey’in efendim bu güzergaha demir yolu yapalım, satıh arızasız, maliyeti de düşük olacaktır şeklindeki beyanı maalesef askıda kalacaktır.

 

Osmanlıdan Cumhuriyete fasılalarla gündeme gelen Ankara-Konya Tren yolu hattı, Yüksek Hızlı Tren Yolu olarak 23 Ağustos 2011 Salı günü hizmete açılmıştır. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan ve Seydişehir’den geçecek olan Kayseri-Nevşehir-Aksaray-Konya-Antalya Hızlı Tren Demiryolu projesi kapsamında, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği (ÇED) hükümleri gereğince “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı” verilmiştir. Bir asır öncesinden gündeme gelmiş ancak 21.yüzyıl Türkiyesi’nde hayata geçirilebilmiş olan Ankara-Konya demir yolunun, Konya’dan Antalya’ya ulaşması yakın gelecekte gerçekleşmesini arzu ettiğimiz çok önemli bir projedir.

 

Mehmet Rasih Kaplan: Hukukçu, alim, sosyolog, siyaset adamı, milletvekili (D. 1883, Akseki / Antalya – Ö. 13 Kasım 1952). Antalya Rüştiyesi'ni bitirdi. Konya Ziyaiye ve İrfaniye (1902) medreselerinden icazet aldıktan sonra Kahire Camiü'l-Ezher ve Kahire Darül Fünun'da içtimaiyat (sosyoloji) ve edebiyat öğrenimi gördü(1906), Arapça öğrendi. İttihad ve Terraki Fırkası üyesi olarak Antalya Liva Meclisi'ne girdi (1911). İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Antalya'dan Milletvekili seçildi (1920-1943). Hint Müslümanlarının Türk İstiklal Harbi’ne desteği olan parayı getirip Gazi Mustafa Kemal'e teslim eden kişiydi. Eskişehir İstiklal Mahkemesi üyeliği yaptı. Antalya'da asker sevkiyatıyla görevlendirildi (1921). Maraş Milletvekili oldu (1943-1946). Daha sonra yeniden Antalya Milletvekili ve CHP yöneticisi olarak parlamento'da yer aldı (1946-1950).

 

(Kaynaklar: Rasih Kaplan, “Ankara-Konya-Akdeniz Yolu İçin I-II”, Yeni Konya, 7-8 Şubat 1951, s.1-2,Fotoğraflar, Ferhan Öztürklevent Arşivinden temin edilmiştir.)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.