İstiklâl harbi yıllarında Seydişehir’de yaşananlar
İstiklâl harbi yıllarında Seydişehir’de yaşananlar
Türk İstiklal Harbi’nin 100.yılını idrak ettiğimiz günlerdeyiz. İstiklal Harbi yıllarında Seydişehir’de yaşanan olaylara dair Tarihçi Ercan Arslan önemli açıklamalarda bulundu.
Türk İstiklal Harbi’nin (1919-1922) 100.yılını idrak ettiğimiz günlerdeyiz. İstiklal Harbi yıllarında Seydişehir’de yaşanan olaylara dair görüşlerine başvurduğumuz Tarihçi Ercan Arslan önemli açıklamalarda bulunarak şunları ifade etti: “Milli Mücadele yıllarında Konya’da çıkan gazetelerden Öğüt Gazetesi bu havalideki mücadele fikrinin filizlenip gelişmesinde çok önemli hizmetler yapmıştı. Bu dönemde yaşanan Delibaş hadisesinin Seydişehir’e yansıyan taraflarını ise Öğüt’ün 31 Teşrin-i evvel 1336 (31 Ekim 1920) tarihli nüshasında detaylarıyla görmekteyiz.
Delibaş Mehmet’in Çumra’nın Alibeyhüyüğü’nden çıkıp avanesiyle birlikte Konya’yı basmasından (3 Ekim 1920 Pazar ) sonra Seydişehir’deki Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensupları da harekete geçtiler. Bunlardan Hoca Rasih (Erkan), Hocazade Abdullah (Özeker), Hatıp Şakir, Nuh Naci (Kaplan) ve Mahkeme azası Hacı Abidin buradaki Kuva-yi Milliye hareketini bastırmak için bir “Kuvve-i Islahiye Heyeti” kurmuşlardı. Köylere emirler göndererek kendilerine askeri yardım yapılmasını istediler. Ayrıca Seydişehir’deki “Kuva-yı Milliye” taraftarı Müftü İsmail Hakkı (Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi’nin Kuva-yi Milliye yanlısı fetvasına destek veren din görevlilerinden) ,Telgraf Posta Müdürü Mustafa Efendi, Eşraftan Nafiz, Hacı Nebi, Sabitzade Raşid (Avukat Ahmet Raşid Duranoğlu) ,Remzi (Ülker) ve Saffet Efendiler’i tutuklayarak idamlarına karar verdiler. Fakat Kaymakam Ragıb Bey’in muhalefet etmesi üzerine vazgeçtiler. Köylere gönderdikleri haberlerle “Vergi ve asker toplanmayacağını, Kuvayi Milliye mensuplarının öldürülmelerini istediler.” Bunlar Seydişehir’e hakim olmak için 7 Ekim 1920 Perşembe günü şehre hücum ettiler. 8 Ekim 1920 de başlarında Müderris Hacı Ali, Beyşehir’in Manastır (Üzümlü) Köyünden Ali Efendi, Kurdular (Tepearası) Köyü eşkıyalarından Hüseyin ve Huğlulu Mustafa’nın kontrolündeki 200 kişilik asi topluluğu Beyşehir’den Seydişehir’e geldi. Asiler Ahz-ı Asker Şubesi Reisi Binbaşı Naci Bey’in evini yağmaladıkları gibi kendisini de tutukladılar. Naci Bey Beyşehir 7.Süvari Alay Kumandanlığında bastırılan silahlı mücadeleye çağrı bildirisinin Seydişehir’in köylerine dağıtılmasını sağlayarak Milli Mücadeleye destek olmuştu. Asiler Seydişehir Hükümet Konağı ve Askerlik Şubesindeki evrakları yaktılar. Kuva-yi Milliye taraftarlarının evlerini bastılar. Birçok silah ve para topladıktan sonra Hüseyin Efe Kaymakam Ragıb Bey’i dağa götürerek öldürdü. Sonra Hüseyin Efe Beyşehir’e, Mustafa Efe de Akşehir’e gittiler. Konya havalisindeki hadiselerin tedibi için BMM tarafından görevlendirilen İbrahim Refet Paşa (Bele) 18 Ekim 1920 pazartesi günü Seydişehir üzerine yürüdü. Şehre girdiğinde 20 kadar asi bakiyesinin kaçmasına müsaade etmeyerek hepsini yakalatıp idam ettirmişti. Hatta asilerden biri bir ahırın samanlık kısmında ele geçirilmişti.”
İDAMLAR KAVAK AĞAÇLARINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Tarihçi Arslan devam ederek “Bu idamlar Muallimhane Cami yanındaki çınar ağacı ve çarşı meydanındaki kavak ağaçlarında gerçekleştirildi. İdamlara tanıklık edenlerden bir tanesi de 1914 Seydişehir doğumlu Ali Çavuş oğlu Ahmet Sakarya idi. Bunu şahsen kendisinden Konya’daki evinde dinledim. Bahsi geçen isimlerden Nuh Naci Alanya’nın dağ köylerinden birinde altı ay kadar saklanmış ancak hakkında af çıkınca tekrar Seydişehir’e dönebilmişti. Hüseyin Ağa ise Göynem (Derebucak-Kayalar Köyü) taraflarına kaçmıştı.
Asiler tedip edildikten sonra Kolordu Kumandanı Refet Paşa 19 Ekim 1920 tarihinde Seydişehir halkına hitaben bir bildiri yayınladı. Bildiri şu şekilde idi: “Son hadisede Seydişehir Kazası ahalisini müfsidlerin iğfalatına kapılmamış, temiz kalmış buldum. Bu sadıkane ve namuskarane hareketlerinden dolayı teşekkürler ederim. Türk ve Müslüman Milletinin dinini, padişahı, vatanı kurtarmak için giriştiği bu hayat-memat kavgasında onu toplarıyla tüfekleriyle yenemeyeceklerini anlayan dış düşmanlarımız binlerce liralar sarfıyla içimizden bazı müfsidleri elde ettiler. İngiliz ve Yunan paralarına satılmış olan bu hain münafıklar bin türlü yalanlarla tezvirlerle bir kısım halkımızı kandırdılar. Cephelerde din düşmanlarıyla çarpışan kardeşlerini arkadan vurdurmaya halkımızı birbirine kırdırmaya teşebbüs ettiler. Fakat işte bugün bilfiil görüyorsunuz ki hükümet kuvveti bu alçakların başlarını ezmekte gecikmedi. Mücrimler elde…Seydişehir’in namuslu ve sadık ahalisi için başka söyleyecek sözüm ve haklarında yapacak tahkikat ve icraatım yoktur. Cenab-ı Hak cümlemizi yanlış yola sapmaktan müfsid ve münafık sözüne uymaktan muhafaza buyursun. Doğru yoldan ayırmasın.”
ASİLERE DESTEK VERMEKTEN İMTİNA ETMİŞLERDİR
Bundan sonra Refet Paşa 20 Ekim 1920 Çarşamba günü emrindeki kuvvetleriyle birlikte Beyşehir’e hareket ederek asilerin 14 ünü ele geçirmeyi başardı. Yakalananlar idam edildiler. Bu hadiseler Nutuk’ta “…kuvvetlerimiz Bozkır, Seydişehir ve Beyşehir’i de isyancılardan temizledi” şeklinde yer almaktadır.
Tarihçi Ercan Arslan “Türk İstiklal Harbi’nin sıkıntılı günlerinde yaşanan Delibaş hadisesi ve olayların Seydişehir’e olan etkisi maalesef hazin olmuştur. Seydişehir halkı asilere destek vermekten imtina etmişlerdir. Kuva-yi Milliye taraftarı olan Kaymakam Ragıp Bey gibi isimler başta olmak üzere şehid edilenler olmuştur. Refet Paşa’nın Seydişehir halkına teşekkür etmesi, yaşanan hadiselerde Seydişehirlilerin Milli Mücadele yanlısı tutumunu göstermektedir. Yeni Türk Devleti’nin kuruluş sürecinde ve Anadolu’nun düşman işgalinden temizlenmesi yıllarında Seydişehir’in Batı Cephesinde 40 şehidi ve 300’ü aşan İstiklal Madalyalı Gazisi bulunmaktadır. Tüm bu yaşananlar genç kuşaklar tarafından mutlaka bilinmesi gereken bir vakıa’dır” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.