Seydişehir’de iskân edilen Balkan muhacirleri
Seydişehir’de iskân edilen Balkan muhacirleri
Osmanlı’nın son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk yılları Seydişehir kentinde önemli nüfus hareketliliklerinin yaşandığı yıllar olmuştu.
Osmanlı’nın son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk yılları Seydişehir kentinde önemli nüfus hareketliliklerinin yaşandığı yıllar olmuştu.
Konuyla ilgili Tarihçi Ercan Arslan şunları aktardı; “1914’te Seydişehir’de 26 Rum, 129 Ermeni nüfus Alaylar ve Kızılcalar mahallelerinde yaşamaktaydı. 1922 yılında ise Seydişehir’de 20 Ermeni nüfus var iken 1924’te bu sayı 17 ye düşmüştü. Rum nüfus ise kalmamıştı. Ermenilerden 110 dönüm tarla, Rumlardan ise 1318 dönüm tarla, 2 dönüm bağ, 2 ev kalmıştı. Bu emval ve emlakin bir kısmı Seydişehir’e gelen Balkan Muhacirlerine dağıtılmıştı. Türk İstiklal Harbi sonunda imzaladığımız Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) görüşmeleri esnasında Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin mübadelesi” ne dair sözleşme (30 Ocak 1923) çerçevesinde başta Yunanistan olmak üzere Balkanlardan çok sayıda muhacir ülkemize gelmişti. Konya’ya gelen muhacir sayısı 5000 kişiye yakındı. Bu muhacirlerin iaşe ve diğer ihtiyaçları hayırsever kimselerin yiyecek, giyecek gibi ayni yardımları yanında, Türk Ocağı Konya Şubesi ve Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti hesaplarına yurt içi ve yurt dışından yatırılan nakdi bağışlar ile karşılanmaktaydı. Balkan Muhacirleri Seydişehir’e gelmeden evvel 9. iskan mıntıkası olan Konya’da 500 kişilik kapasitesi olan misafirhanede yer kalmaması nedeniyle cami ve medreselerde, bazı evlerin avlularında geçici olarak yerleştirilmişler daha sonra Seydişehir’e nakledilmişlerdi. Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya’dan 1924-1926 yılları arasında Türkiye’ye gelen Müslüman-Türk muhacirlerin bir kısmı da Seydişehir kentinde 27 hane 117 nüfus olarak iskan edilmişlerdi. Ermenilerden kalan ve boş olan 110 dönüm arazi ile Rumlardan kalan ve boş olan 618 dönüm arazi ve 2 ev Seydişehir’e gelen muhacir ailelerinin bir kısmına dağıtılmıştı. Rumlardan kalan 700 dönüm arazi ise yerli ahali tarafından fuzuli olarak işgal edilmişti. Devlet bu arazilerin derhal boşaltılması için harekete geçmiştir. Yunanistan Muhacirleri 14 Ağustos 1924 te 9 hanede 45 nüfus olarak geldiler. Bunlardan 7 hanede 35 kişiye sadece arazi verilerek, 2 hanede 10 nüfusa ise ev ve arazi verilerek iskan edildiler. Evlerin tamiratını kendileri yaptılar. Yugoslavya Muhacirleri 1925 yılı Temmuz - Ekim ayları arasında 16 hane 67 nüfus olarak iskan edildi. Bunların çoğunluğu Piriştineli idi. Romanya Muhacirleri 1926 yılı Mart ve Aralık aylarında 2 hane 5 nüfus olarak Seydişehir’de iskan edildiler. Bu aileler Tımışvar Vulçitrinli idi. Seydişehir’de iskan edilen Balkan Muhacirlerinin meslekleri ile alakalı resmi kayıtlarda bilgi mevcut değildir. Ancak kentin tarıma elverişli arazilerinin varlığı, bu kimselerin genellikle çiftçilik ve hayvancılıkla meşgul olarak geçimlerini sağladıklarını düşündürmektedir.” şeklinde konuştu.
Bu konunun önemle araştırılması gerektiğinin altını çizen Tarihçi Arslan; “Yapılan bu muhacir iskânlarında, muhacir sayısının gayrimüslimlerden kalan emval ve emlaki metruke (terk olunmuş mal ve mülkler) nispetinde olmasına dikkat edilmekteydi. 1914-26 yılları arası kentten ayrılan gayrimüslim sayısı 138 iken, kente gelen muhacir sayısı 117’dir. İlçeye gönderilen muhacirlerin kayıtları, oluşturulan cetvellere eklenerek “Mübadele, İmar ve İskân Vekâleti” ne bildirilmişti. Anadolu ekonomisine imalat, ticaret ve zanaat alanlarında önemli katkıları olan gayrimüslimlerin ayrılmaları ile oluşan boşluk, gelen muhacirlerin başta tarım ve zanaat kollarındaki insan gücünü arttırmasıyla kısmen kapatılmaya çalışılmıştı. Lozan Anlaşması ile yalnızca yeni Türk Devleti’nin sınırları içerisindeki vatandaşlarının hakları değil, alınan mübadele kararı ile Balkanlardaki soydaşlarımızın hakları da korunmak istenmişti. Günümüzde Seydişehir kentindeki Balkan muhacirlerinin çocukları ve torunları huzur içerisinde çeşitli zanaat kollarıyla meşgul olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu muhacirlerin göç anıları şiir, roman ve hikâyelere konu oluşturacak mahiyettedir. Bunlar muhakkak surette araştırılmaya muhtaç mevzulardandır.” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.