Ünyeli bir ülkücü Hasan Kadıoğlu
26 Aralık 1975 Cuma sabahı, saat sekiz sularında, Seydişehir Etibank Alüminyum Fabrikası işçisi aynı zamanda Ülkü Ocağı İlçe Gençlik Kolu Başkanı Ünyeli Hasan Kadıoğlu Alüminyum Fabrikası önünde şehit edildi. Kırk beş yıl önce yaşanan bu hadise o günleri yaşayan yüreklerde sönmez bir alev olarak hep canlı kaldı.
Hasan Kadıoğlu, Çiftçi bir aile olan Mustafa ve Gülhanım çiftinin yedi çocuğundan en büyüğü idi (Hasan, Hüseyin, Erdoğan, Yüksel, Emine, Dudu, Kadriye). 14 Mayıs 1953’te Ordu’nun, Ünye İlçesinin Gölevi Köyünde Dünyaya geldi. Ailesi yaz mevsimlerinde Perşembe’nin Göltepe yaylasına gider, kışın ise Ünye’ye tekrar dönerdi. Hasan Kadıoğlu İlkokul ve Ortaokul sonrası Ünye Sanat Okulunda başladığı Lise öğrenimini Trabzon’da tamamladı. Lise yılları milli ve manevi duygularının geliştiği yıllar olmuştu. Çocukluğundan itibaren kendisine Şahsuvar lakabı takılmış, aile ve akrabaları içinde bu lakap ile anılır olmuştu. Babasını kaybetmiş olmanın verdiği zorlukların yanında, ailenin maişet sorumluluğunu omuzlarında tüm ağırlığıyla hisseden Hasan Kadıoğlu eğitimini tamamladıktan sonra Seydişehir’e gelmiş ve Alüminyum Fabrikasında Makine bakım ustası olarak işe başlamıştı.
Seydişehir Etibank Alüminyum Tesislerinin temelinin atıldığı 1969 dan 1974’e gelinceye kadar fabrika bünyesinde çeşitli işçi sendikaları kurulmuştu. Aşırı Sol işçi gurupları Seydişehir’i kurtarılmış bölge addediyorlardı. Farklı şehirlerden getirdikleri provokatörleri sahte kimliklerle fabrikayı ve Seydişehir’i karıştırıp kontrol altında tutmak üzere yönlendiriyorlardı. Buna karşı sağ sendikalar da yetki hakkı için teşkilatlanarak mücadele içerisine girmişlerdi. Hasan Kadıoğlu Türk Metal’in Seydişehir Şubesi yönetim kurulu üyesi idi. Fabrikanın ülkücü işçileri Karabulak Lojmanlarında kalıyorlardı. Fabrikanın Ilıca tepesi altındaki lojmanları ise sol gurupların kontrolünde idi. Hasan Kadıoğlu, Erdal Seçer ve arkadaşları akşamları köylere gidip Türk Metal’e üye kaydı yapıyorlardı. 1974 yılında Özgür Alüminyum Sendikası Kongresinde Halil Elmas’ı desteklemek üzere Ankara’dan iki otobüs ülkücü genç Seydişehir’e geldi. Gelen Ocak görevlilerinden birisi de merhum Muhsin Yazıcıoğlu idi. Merhum Alparslan Türkeş’te o dönem Seydişehir’e gelerek teşkilatlanma çalışmaları hakkında bizzat malumat almıştı. Bu hâkimiyet mücadelesi Seydişehir’deki 1975 olaylarının temel çıkış noktası olacaktır.
25 Aralık 1975 akşamı Çorumlu lakaplı Seydişehir Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Erdal Seçer (d.1956 Sungurlu) işten yalnız olarak çıktı. Yolda karşı guruptan kişilerin saldırısına uğradı ve bıçakla yaralandı. Bu esnada Tepecik Köylü olan ülkücü işçiler onu kurtardılar. Sağlık Ocağından sonra Türk Metal Sendikasına gittiler. Burada Hasan Kadıoğlu, Mevlüt Çoban ve Salih Dilek ile durum değerlendirmesi yaptılar. Daha önceden hazırlamış oldukları bildiriyi sabah dağıtma kararı aldılar. Kararın alınmasında Hasan Kadıoğlu etkili oldu.
Erdal Seçer olay gününü tarafıma şöyle anlatmıştır: “26 Aralık sabahı kalktık. Abdest alıp bildiri metinleriyle fabrikaya doğru yürüdük. Soğuk bir gündü. Bu esnada Seydişehir tarafından bir gurup ülkücü işçi de fabrikaya doğru yürümekte iken, karşı gurup sayıca daha fazla olduğundan bizim Seydişehir’den gelen işçi gurubumuzu dağıtmayı başarmışlar. Sonra bize yöneldiler. Karşılıklı taş, sopa fırlatmalar başladı. Bir müddet sonra havaya ateş açıldı. Bu esnada karşı sol gurup kaçışıp dağılmaya başladı. Kaçarlarken Tokat Zileli olan işçi Celal Kılıç yere düştü. Biz de peşlerinden koşuyorduk. Onu yakaladık bu esnada yanına yaklaşmış olan arkadaşımız Hasan Kadıoğlu’na bir el ateş etti. Arkadaşımız alnından vuruldu. Ben hemen yanında olduğum için Hasan Kadıoğluyla ilgilenmeye başladım. Diğer arkadaşlarım Celal Kılıç’ı darp ettiler. Bu sırada o da bıçaklandı. Öldü diye bıraktılar (Celal Kılıç Konya’da 15 gün yoğun bakımda kalmış ve ölmemiştir.) Ülkücü arkadaşım Hasan Kadıoğlu olay anında vefat etti. Olay yerine polisler geldi. Hasan Kadıoğlu Sağlık ocağına götürüldü. Bizler de şikâyetçi olmak için Adliyeye gittik. Yaralanan arkadaşlarımız içinde Erdoğan Aslıyüce, H.Murat Ergün de vardı. Ben Adliyede idim. O gün akşam saatlerinde Seydişehir’de sol guruplara ait ne kadar işyeri vs. varsa hepsi tahrip edildi, tabelaları da indirildi. Bu tahribatla alakalı oldukları düşünülen isimlerden hatırlayabildiğim İsmail Orhan, Süleyman Erdinç, Halil Manisalı, Dr.Erdal Özdemir, Mustafa Akbudak isimli arkadaşlarımız üç dört gün sonra tutuklandılar ve bir müddet ceza evinde kaldılar.”
Yaşanan bu hadiselerden sonra Türk Metal Sendikası Seydişehir Başkanı Süleyman Erdinç basın açıklaması yaparak “Günler öncesinden ilçede terör havası estirildiğini duyurduğumuz halde istediğimiz biçimde tedbir alınmamış ve bu üzücü olaylar meydana gelmiştir. Bir arkadaşımız şehit edilmiştir. Bu tür terörist davranışlara dur denilmelidir. Değilse Türk’ün sesi bu tür davranışlara dur diyecektir” ifadelerine yer vermişti. Olaylarda suçlu bulunan Özgür Alüminyum İş Genel Sekreteri Ahmet Kavlak, Mühendis Hikmet Bilge, İşçi Ahmet Ata tutuklanmış, Sendika Başkanı Ortakaraörenli Vural Yıldırımoğlu, Mali Sekreter Abdürrezzak Koçak, işçi Celal Kılıç hakkında da gıyabi tutuklama kararı çıkmıştı.
Seydişehir’de Hasan Kadıoğlu için 27 Aralık 1975 cumartesi günü yoğun katılımlı bir cenaze töreni yapıldı. Türk Metalsen Mali sekreteri ve dönemin Beyşehir Ülkü Ocakları Başkanı Yusuf Erkoç (d.1949) ve arkadaşları cenazeyi sendikanın tahsis ettiği araçla memleketi Ünye’ye götürdüler. Kadıoğlu’nun cenazesi yakınları tarafından Ünye Burunucu mevkiinde karşılandı ve Ülkü ocağına götürüldü. Burada yapılan törenden sonra Gölevi köyüne baba evine getirilip helallik alındıktan sonra da köy kabristanlığında kılınan cenaze namazı sonrası defnedildi. Sonraki süreçte Ülkücü Teşkilat aileye bir miktar mali yardımda bulunmuş ve çeşitli konularda destek olmaya çalışmıştır.
Yaşanan bu hadisenin soruşturması Seydişehir’de yapılmış, güvenlik gerekçesiyle duruşmalarına Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilmişti. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Nisan 1978 tarihinde olayın faili Celal Kılıç’ı 24 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırmıştı. Bu ceza katil tarafından temyiz edilmiş, temyizden sonra mahkeme kararı, Yargıtay birinci ceza dairesinde ele alınmış, ceza Yargıtay’ın 16.8.1978 tarih ve 198-3136 sayılı kararıyla tasdik edilmişti.
Hasan Kadıoğlu için 3 Şubat 1976 Salı akşamı Türk Metal Sendikası tarafından Seydişehir Seyyid Harun Camiinde mevlit okutturuldu. 27 Şubat 1976 da Seydişehir Kaymakamı Hasan Çakır başkanlığında bir araya gelen Adalet Partisi İlçe Bşk. Ertuğrul Ayyürek, Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Bşk. Mustafa Bademci, Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Bşk. Mehmet Şirin, Milli Selamet Partisi İlçe Bşk. Bahaddin Paslı ile çeşitli Sendika, oda ve dernek başkanı on dört isim ortak bildiri yayınlayarak bu olayları tasvip etmediklerini ve şiddetle kınadıklarını beyan etmişlerdi.
Seydişehir Eti Alimünyum Fabrikasının ekonomik ve sınai yönü üzerinde bugüne kadar pek çok araştırma yapılmış ise de, fabrikanın Seydişehir’in sosyo-kültürel hayatına olan etkileri ve Türkiye’de yaşanan sağ-sol mücadelelerindeki rolü bugüne kadar ele alınmış değildir. Tarihe mal olmuş bu olayların, yaşayan tanıklarının diliyle ele alınmasının, yakın geçmişimizin bir döneminin tüm yönleriyle anlaşılıp aydınlatılabilmesi açısından bir zaruret olduğu kanaatindeyiz. Vatan coğrafyamız üzerinde yapılmak istenen ince hesapların her zaman farkında olabilmek adına bu tür lokal eylemlerin arka planlarının iyi öğrenilmesi gerekmektedir. Yakın dostları ve ülküdaşları tarafından yiğit, arkadaş canlısı, kadirşinas, hareketli bir kişilik olarak tarif edilen Ünyeli Ülkücü Hasan Kadıoğlu’nun ismi günümüzde Seydişehir’de bir parkta yaşamaya devam etmektedir. “Boz Bulanık Bir Sis Basar Geceyi” adlı şiir sevenlerince ona atfedilmiştir.(Kaynaklar: Erdal Seçer ile 05.03.2021 tarihli, Yusuf Erkoç ve Mustafa Kadıoğlu ile 07.03.2021 tarihli yaptığımız görüşmeler esas alınmıştır. Ayrıca Bkz. Seydişehir Postası 30.12.1975 sayı 166, Sefa Koyuncu-Seydişehir Raporu 1-8,Türkiye Gazetesi Mart 1980, Ahmet Umutlu-Düşlerim Tel Örgülerde Kaldı, Ankara 2021).