Seydişehir Âyanı Derviş Ali Ağa ve çeşmesi

Osmanlı Devleti’nin 19.yüzyıl başlarında Seydişehir’deki yerel yönetim kademesiyle birlikte hareket edip, vergi tahsili, asker toplama, asayiş gibi konularda etkili olan varlıklı ailelerinden biri de Akçalarlızadeler idi.

Akçalar köyünden Hüseyin Ağa ve ondan sonra da oğlu Derviş Ali Ağa yüzyılın ilk yarısında Seydişehir ayanlarındandı. Yaklaşık iki asır öncesinden kalan tarihin sessiz tanığı Ağa Çeşmesi de bu ailenin kentimize kazandırmış olduğu zarif bir eserdir.

Konuyla ilgili olarak Tarihçi Ercan Arslan önemli açıklamalarda bulundu: “Derviş Ali Ağa, Seydişehir Ayanından Hüseyin Ağa’nın oğludur. Seydişehir’in Akçalar köyü doğumludur. Babasının 1816 da katlinden sonra Seydişehir Ayanı olmuştur. Eşi Gümüş Hatun idi. Hüseyin, Hibetullah, Fahriye isimlerinde üç çocuğu vardı. Konuyla ilgili olarak Osmanlı Arşiv Belgelerine yansıyan dört yazışma önemlidir. Bunların ilki Ali Ağa’nın babası Akçalarlı Hüseyin Ağa’nın öldürülmesi ile mirasından Kadıpaşa yeğeni maktul Binbaşı Ahmet Efendi’nin alacaklarının tahsiline dair yazıdır. Diğerlerinde ise Ayan Derviş Ali Ağa’nın fukaradan bazı kişilerden borç adı altında mal ve para aldığı, bunları geri ödemediği gibi Gevrekli Köyü muhtarı Recep ve Çalmanda köyü muhtarı Tüfenkçi Osman’ı da kendisine şahit tuttuğuna dair yazılardır. Bu yazılar sonunda konu uzunca bir süre tahkik edilmiş ve iddiaların asılsız olduğu ortaya çıkmıştır(BOA.C.ADL.35,106,209)

Derviş Ali Ağa Seyyid Harun Caminin güneyinde Ulukapı diye anılan şehrin inşa edilen ilk kapısının yanına bugün halen ayakta olan mahalle çeşmesini yaptırmıştır. Çeşme kitabesine göre 1833 (H.1249) tarihinde inşa olunmuştur. Çeşme 3.27 m. genişliğinde, 3.43 m. yüksekliğinde, 1.20 m. derinliğindedir. Sivri kemeri iki taş ayağa oturur. Cephenin üst kısmı üç sıra silmeyle sonlandırılmıştır. Ayaklarda üzengi seviyesinde de silme yer alır. Kemerin altındaki aynalıkta, mermer üzerine talik yazı ile yazılmış sekiz satırlık kitabesi yer alır. Kitabenin zemini yeşil renktedir, yazılar ise altın yaldız rengindedir. Kitabenin altında tas koymak için yapılan taslık nişi ve musluğu görülür. Çeşmenin önüne sonradan, iki ahşap direğe oturan üç alınlıklı bir sundurma çatı eklenmiştir. Çatı aynı zamanda çeşmenin de üzerini örtecek şekilde tasarlanmıştır. Çeşme duvarı ile üçgen alınlık arasını desteklemek için konsol yerleştirilmiştir. Sundurmanın tavanı da ahşap çıtalarla kaplanmıştır. Şair Rüşdi tarafından talik yazı ile yazılan kitabesi şöyledir:

Ey hoşâ çeşme-i canbahş-ı rahik-ı reşahat / Zencebil ırmağıdır sanki bu nehr-i cennat

Seydişehir içre bina etdi bir Ağa-yı Kerim / Yani Derviş Ali Ağadır o sahib-i hayrat

Sıdk-u ihlas ile âsâr-ı celil’ül hayrı / Hem mevzu ola mizânına ruz-ı Arasat

Eyledi iki celil’ül-simin ruhuna şad / Biri hem nâm-ı Hüseyin-ü biri Harun-u sıfat

Birisi Vahidi-i bânidir o şah- şüheda / Birisi sah- i Velâyetle refi’ül - derecat

Hele mizâb-ı şerif gibi olup kıblenüma / Teşneler nuş ede abdest ala erbab-ı salât

Olıcak böyle ola çeşme lâtif’ül- meşreb / Lülesinden akıdır nice mezayâ-yı nükat

Barikâllah deyüb eyledi Rüşdi tarih / Ne güzel çeşme-i rânâ ve zeh-ı âb-ı hayat

Sene 1249

Seydişehir Ayanı Derviş Ali Ağa, mezar kitabesinden anladığımıza göre 11 Ocak 1838 Perşembe günü (14 Şevval 1253) Seydişehir’de vefat etmiştir. Çeşmenin hemen üst kısmındaki aile mezarlığına defnedilmiştir. Mezar taşında şu ifadeler yer almaktadır: “Hüvel hallakul baki / Meskenim kıl lütfunla ya huda darülislama /Eyle ğufran bu fakiri ..ruzikıyam/ Cürmümü afvet ilahi cümleden sensin rahim /Şol zamanekim ümmeti der çağırır fahru’l enam /Seydişehir Ayanı iken irtihali darı/ beka iden Ağcalarlızade Esseyyid Derviş / Ali Ağa’nın ruhu içün El Fatiha /Fi sene 1253- 14 L.

 

ŞEHRİMİZİN KİMLİĞİNE VEFA BORCUMUZ VAR

Tarihçi Arslan devam ederek “Seydişehir Ayanı’ndan Akçalarlızade Derviş Ali Ağa Çeşmesi Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1986 yılında tescil edilmiştir. Envanter numarası KVE-TR-42.25.05’tir. 2010 yılında yapılan restorasyon çalışması ile halen kullanılan çeşme, su medeniyetimizin şehrimizdeki nadide örneklerinden bir tanesidir. Yakın geçmişte başlayan çeşmenin üst kısmındaki çevre düzenleme çalışmaları neticesi Akçalarlızadelerin aile mezarlığına ait mezar taşlarının bir kısmı farklı bir yere nakledilmiştir. Manevi ve kültürel mirasımız olan, sanat tarihinin önemli unsurlarından bu mezar taşlarının korunmasına özen göstermeliyiz. Ayrıca Seydişehir kent merkezinde tarihi değere haiz diğer çeşmelerin de bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları kapsamında korunmaları gerekmektedir. Seydişehir kentinin son yetmiş yıl içinde Çiğdem tepe etrafındaki kale surları, şehrin Ulu, Kiçi, Pazar kapıları maalesef muhafaza edilememiştir. Kalan sayılı eserimizi korumak da şehrimizin kimliğine bir vefa borcumuzdur” dedi.