Seydişehir Atatürk büstü (19 Mayıs 1964)
Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun üzerinden 44 yıl geçmişti. Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bir büstünün Seydişehir’de olmayışı bu konuda bir boşluk teşkil etmekteydi. Bunun giderilmesi gerektiğine inanan dönemin Belediye Başkanı Nevzat Akbaş, Hükümet Konağı ile Muallimhane Camii karşısında oluşturulan üçgen alana yaptırılan Ata’nın büstünü onun Milli Mücadeleye atıldığı 19 Mayıs 1919’un 45.yıl dönümü olan 19 Mayıs 1964 yılı Salı günü yapılan bir törenle açmıştı. Merasim saat 10’da Mülki ve Askeri erkân, öğrenciler, vatandaşların katılımıyla başlamıştı. Seydişehir Kaymakamı Cahit Ertan, Belediye Başkanıyla birlikte büstün üzerindeki Türk Bayrağını kaldırmışlardı. Kaymakam Bey bu konudaki gayretlerinden dolayı başkan Beyi tebrik etmişti. Daire ve derneklerin gönderdikleri çelenkler büstün önüne özenle konulmuştu. Seydişehir Belediye Başkanı, aynı zamanda Seydişehir Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı da olan Nevzat Akbaş kürsüye çıkarak coşkun kalabalığa şu konuşmayı yapmıştı:
“Muhterem hemşehrilerim Ata’nın huzurundayız. Onun manevi gücünü içinde duyanlar böyle omuz omuza olduklarında yalan konuşamaz”. Akbaş; Neden Atatürkçüyüz ve neden büstünü dikiyoruz? Sorusuna Nutuk’un ilk sayfasından pasajlarla devam ederek sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Bu topluluk, inkârcı olmayan ihtiyar kuşak Atatürk’ü ilkokul çağında tanıyan büyük çoğunluk bütün anlamı ile kavrar. Bundan 35 sene evvel buradan Konya’ya gidenleri Bağırsak Deresinde soyarlardı (Beyşehir ile Konya arasında Ilgın yol ayrımının biraz ilerisindeki bölgede). O olmasaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti yoktu. Aksi iddiada olan herkes bizden değildir. Biz Atatürk’e böyle inanmışızdır. Cebimizdeki para, sırtımızdaki ceket, başımızdaki şapka, içimizdeki alev, yolumuzdaki istikamet hep odur. Atatürk’e olan sevginin ona karşı olanlara duyulan hınca eşit olmadığını bütün art düşüncelilerin bilmesi kendi çıkarlarınadır. Atatürk bu vatanı kurtaran adamdır. Biz kurtarıcılarımıza ihanet edecek kadar nankör değiliz. İşte bu inançla derneğimiz çok geç kalmış bir vazifeyi yerine getirme çabası içinde bu mütevazı büstü siz hemşehrilerin yardımıyla yapmıştır. Bu emeğe maddi ve manevi desteğini esirgemeyen büyük çoğunluğa minnetle doluyuz. Büstüne mermer taşıyanla cephesine mermi taşıyanın farkı yoktur. Bu büst burada bize vazifelerimizi hatırlatacak bir sembol olacaktır. Onun ilkelerinden ayrıldığımız gün her şeyin bittiğini kabul etmeyenlerin sıfır olacağı güne kadar başında nöbet tutmaya kararlıyız. Bu açılışın 19 Mayısta olması bir tesadüf değildir. Türk vatanının kurtarılma çabası 19 Mayıs 1919’da başlamıştır. Sakarya, Dumlupınar, Lozan,23 Nisan,29 Ekim hep bu mutlu başlangıcın sonucudur. Bize bugünkü bütün nimetleri veren büyük insana hediye ettiğimiz bu büstün şuandaki haliyle yetinmeyeceğiz. Mali gücümüz yeterli hale gelince bahçesini tanzim edip ihata duvarlarını mozaik ile kaplayacak ve demir parmaklıkla çevireceğiz. Büst yardım kampanyasının geliri 5665 liradır. Bugüne kadar sarf edilen para 5250 lirayı bulmuştur. Kampanya devam edecektir. Hepinizi hürmetle selamlarım.” (Seydişehir, 21 Mayıs 1964,S.101,s.1-4)
Konuşmalardan sonra Saman pazarı mevkiinde bayram etkinlikleri saat 16’ya kadar devam etmişti. Mermer kaide üzerine yerleştirilmiş olan büstün ön cephesinde çift başlı kartal formunun altında Gençliğe hitabenin ilk ve son cümleleri yer alırken, arka cephesinde ise “19 Mayıs 1964” tarihi yer almaktadır. Bu vesile ile Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günüm dediği, aynı zamanda Türk İstiklal Harbi’nin başlangıcı kabul edilen 19 Mayıs 1919’un 102. Yıldönümünde geleceğimizin teminatı sevgili gençlerimizin Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı tüm kalbimle kutluyorum. Tarih boyunca bağımsızlık uğrunda nice elemlere gark olmuş yüce Türk Milletinin 20.yüzyıl dünyasına bir armağanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ebediyete intikal etmiş Kahraman Mehmetçiği saygı, minnet ve şükranla anıyorum. Yaktığınız bağımsızlık meşalesi emin ellerde taşınmaya devam etmektedir.