Türk İstiklal Harbi’nin kırılma noktası olan Sakarya Muharebesi’nin çok çetin sürdüğü günlerde vatanın pek çok uzvunda olduğu gibi Seydişehir’de de kahraman ve gazi Türk ordusunun muzafferiyeti için toplu hatimler okunmuş, merasimler tertip edilmişti. TBMM Başkanlığı’na çekilen telgraflarla Seydişehir halkı milli mücadelenin yanında olduğunu ortaya koymuştu.

Konuyla ilgili Tarihçi Ercan Arslan önemli açıklamalarda bulundu:

“Sakarya Muharebesi günlerinde Seydişehir’den Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen ‘Seydişehir’in Mücahede Kararı’ başlıklı telgraf çok büyük öneme sahiptir. Bu telgraf metni Hâkimiyet-i Milliye Gazetesinin 11 Eylül 1921 tarihli 289 sayılı nüshasında yayınlanmıştır. Seydişehir’den gönderilen ve yayınlanan bu metni aynen paylaşıyorum:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine- 23 Ağustos 1921

Bugün binlerce ahali toplanarak hayat ve istiklalimize tecavüz eden Yunanlıların kahrolması, muhterem ordumuzun temadi muzafferiyetini tamamlaması hakkında tekrar Cenab-ı Haktan niyazda bulunuldu. Din ve vatanın muhafazası uğrunda giriştiğimiz cihatta her türlü fedakârlıktan çekinmemek suretiyle ilelebet sebat edeceğimizi ve bütün varlığımızı fedaya hazır bulunduğumuzu memleket namına arz ederiz. Hücumlarını gazanferane durdurmaya muvaffak olan ve yakın zamanda bu alçak düşmanı vatanımızdan çıkaracağına emin bulunduğumuz ordumuzun, kumandanlarıyla, subay ve asker kardeşlerimize hürmet ve selamlarımızın da takdimini rica eyleriz.” Bu telgrafta ismi olan Seydişehirliler şunlardır: Seydişehir Kadısı (Müftüsü) Hakkı Bey, Belediye Reisi Remzi Bey, Müdafaa-i Hukuk Reisi Nafiz Bey, Ulemadan: Mehmet Nuri Efendi, Rasih Efendi, Eşraftan: Osman Efendi, Azmi Efendi, Adil Efendi

Ayrıca İrade-i Milliye Gazetesi’nin 14 Eylül 1921 tarihli 134.sayısında ise Anadolu Ajansının bildirdiğine göre Seydişehir’den gönderilen telgrafların genel bir hülasası verilmişti. Bu yazıda kazanılan Sakarya Zaferi (Melhame-i Kübra 22 Ağustos-13 Eylül 1921) de tebrik ediliyordu. Yazı metni şöyleydi: “…Seydişehir’den vârid olan telgraflarda mukaddesâtını yıkılmış, kitâbını çiğnenmiş, görmek istemeyen bütün halk köylerden kasabaya üşüştü. Ruhlarından biriken feryâd-ı muzdaribaneyi bütün cihâna i'lân için tebrîk-i zafer ve vahşetine isyân ile çoluğumuz, çocuğumuzla ve memleketimizle bu mücâdele-i mukaddesi takviye ve ordumuza arz-ı şükrân ve ihtirâma karâr virildi. Kezâ bütün mahalliyeden birçok imzâlarla bildirildi. (A.A) ”

Tarihçi Arslan sözlerini şöyle sürdürdü; “Gerek Hakimiyet-i Milliye, gerekse İrade-i Milliye Gazetelerinde yayınlanan yukarıdaki telgraf ve yazılar incelendiğinde görüleceği üzere Seydişehir halkı Milli Mücadele’nin yanında yer aldığını, ordumuzun muzafferiyeti için ilçede dualar edildiğini, bu uğurda üzerlerine düşen yapılacak ne varsa yapmaya hazır bulunduklarını ifade etmişlerdir. Mukaddesatımızın yıkılıp, kitabımızın çiğnenmiş olması asla kabul edilemez bir durum olarak belirtilmişti. Milli Mücadele yılları cephede Mehmetçiğin vatan ve mukaddesat uğruna görülmemiş bir şecaat örneği iken, cephe gerisinde de ordusunun ihtiyacını her şeyden önde tutan Anadolu insanının sahip olduğu yüksek milli ve manevi hislerin her fırsatta terennümü şeklinde kendini göstermişti. Seydişehir halkı da bu Milli Mücahedenin (cihadın) yanında olduğunu yukarıdaki telgraflarla veciz bir biçimde ortaya koymuştu.”