Mahmud Esad Efendi ve Refia Hanım Koruyucu Aile Modeliydi
Mahmud Esad Efendi’nin eşi Refia Hanım 15 Aralık 1904’te Seydişehir’in Kızılcalar ve Sofuhane Mahalleleri’nden iki kız çocuğunu evlatlık edinmişlerdi.
Konuyla ilgili olarak Tarihçi Ercan Arslan gazetemize önemli açıklamalarda bulundu:
“Son dönem Osmanlı münevverleri içerisinde çok önemli bir yere sahip olan Seydişehirli Mahmud Esad Efendi ve Eşi Refia Hanımefendi ile ilgili Seydişehir Kadı Sicillerinde iki önemli kayıt yer almaktadır. Bu kayıtlar 15 Aralık 1904 (7 Şevval 1322) tarihlidir. Kayıtları incelediğimizde Abdullah kızı Refia Hanım’ın kendisine Mekteb-i Hukuk-ı Şahane talebelerinden Seydişehirli Osman oğlu Ali Murtaza Efendi’yi vekil tayin ederek Seydişehir’de iki tane kız çocuğunu evlatlık edinmek için harekete geçtiğini görmekteyiz.
237 ve 239 nolu defterlerde yer alan mahkeme kayıtları özetle “Kızılcalar Mahallesi sakinelerinden Hüseyin kızı Ayşe Hanım mahkeme heyeti huzurunda dokuz yaşındaki kızı Anakız’ın hiçbir malı olmadığı, giyecek ve yiyecek yönüyle nafakaya muhtaç olduğunu belirterek, kendisinden başka ona bakacak kimsenin bulunmadığını, kendisinin de yokluk içinde olduğunu ifade ederek kızını icara vermek istediğini söylemiştir. Böylece herhangi bir zaman mühleti koymadan süresiz olarak, aylık otuz kuruş ücretle Refia Hanım’a kızını icara vermiştir. Bu ücretin yirmi kuruşunun kızının giyecek, yiyecek, bakım ihtiyaçlarına harcanması, on kuruşunun ise Anakız’a verilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak küçük kıza verilecek ücret reşit oluncaya kadar Refia Hanım tarafından muhafaza edilecek ve vakti geldiğinde kendisine verilecektir.” Böylelikle Ayşe Hanım, kızı Anakız’ı Refia Hanım’a kiralamış devamında da evlatlık olarak vermiş olmaktaydı.
AYLIK OTUZ KURUŞA KİRAYA VERMİŞ
Aynı tarihli başka bir kayıtta ise Sofuhane Mahallesinden Hacı Abdullah oğlu İbrahim’in sekiz yaşındaki anne baba bir kız kardeşi Salime’yi yukarıdaki benzer gerekçelerle her yönüyle daha faydalı, iyi, uygun ve layık olduğunu düşündüğü Refia Hanım’a süre belirtmeksizin aylık otuz kuruş’a kiraya vermiştir. Bu paranın yirmi kuruşunun küçük çocuğun aylık yeme-içme giysi ihtiyaçları için kullanılması, on kuruşunun da reşit oluncaya kadar Refia Hanım tarafından muhafaza edilmesi kararlaştırılmıştır.
Tarihçi Arslan devam ederek, “Bahse konu tarihte Mahmud Esad Efendi ve ailesi İstanbul’da Bayezid Camii yakınında, Ali Paşa Mahallesi’nde ikamet etmekte, Mahmud Esad Efendi(1855-1917) Hukuk müşaviri görevini ifa etmekteydi. Osmanlı toplumunda yetim ve öksüz kalan çocuklar, aşırı muhtaçlık durumunda çocukların bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi gibi devlet ve toplumun çeşitli oranlarda ilgilenmek zorunda kaldığı meselelerdendi. Bu sorunlar kurumsallaşma yanında özellikle evlatlık olarak tanımlanan koruyucu aile uygulamasıyla çözülmeye çalışılmıştır. Burada da bunun bir örneğini görüyoruz. Mahmud Esad Efendi ve eşi Refia Hanım 1899’da evlenmişlerdi. Kendi çocukları olmasına rağmen (Nejade, Minhaç, Ahmet Ertuğrul, Ömer İsfendiyar, Mehmet Korkut) Seydişehir’den iki tane bakıma muhtaç öksüz ve yetim kız çocuğunu da almışlardır. Böylece koruyucu aile statüsündedirler. Burada bir incelik daha var o da hukuki olarak bu kız çocukları özelde Refia Hanım’a evlatlık olarak icara verilmiştir. Yani reşit oluncaya kadar bu çocukların her türlü ihtiyacı Refia Hanım tarafından karşılanacak, reşit olduktan sonra ise bu çocukların ev içerisindeki mahremiyetlerine de dikkat edilerek Refia Hanım’a hizmetleri, emekleri de karşılıksız bırakılmamış olacaktır. Aynen de Mahmud Esad Efendi ve Refia Hanım eğitim çağındaki bu çocukların ilköğretim hakkından faydalanmalarını sağlamışlardır. Onları korumuşlar, kişiliklerinin sağlam bir biçimde gelişmesi için çaba sarfetmişlerdir. Koruyucu ailelik yönüyle toplumda rol model aile olmuşlardır. Bu kız çocuklarının devam eden yaşam safahatları ile ilgili henüz bilgi sahibi değiliz” dedi.