Seydişehir’den Girit için 250 gönüllü asker

       Konya Vilayet Gazetesinin 3 Haziran 1910 (24 Cemaziyelevvel 1328) tarihli haberine göre Konya Vilayeti’nin diğer kazalarından olduğu gibi Seydişehir’den de Girit için 250 kişi gönüllü olarak asker yazılmıştı.

       Tarihçi Ercan Arslan bu konuda önemli açıklamalarda bulundu: “Akdeniz’in Kıbrıs’tan sonraki ikinci büyük adası Girit 1669 yılında Osmanlı sınırlarına dahil edilmişti. 1815 yılında adı konulan Şark Meselesi’nin önemli bir aşaması da Yunanistan’ın (1829) bağımsız hale getirilmesiydi. Bu bağlamda Girit’in Yunanistan’a dahil edilmesi Megali İdea’nın bir parçasını oluşturmaktaydı. Balkan Harbinin(1912-1913) ardından Londra (30 Mayıs 1913) ve Bükreş (10 Ağustos 1913) muahedeleriyle Girit Adası Osmanlı Devletinin elinden çıkmış oldu. Osmanlı Devleti’nin zaman içinde yaptığı pek çok açılıma rağmen Girit Milli Meclisi 9 Mayıs 1910’da Helenlerin kralı adına açılarak Yunanistan’la birleşme kararı almıştı. Bunun üzerine Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Konya’da da protesto mitingleri yapıldı. Türkler, Girit’te savaşmak için gönüllü asker olma müracaatında bulundu. Yunan malları boykot edilerek gemileri Osmanlı limanlarına sokulmadı. Osmanlı konuyu Lahey Hakem Mahkemesine götürmek istedi. Fakat bunlardan bir netice alınamadı.

       1910 yılı Haziran ayı başında Seydişehir Belediye Başkanı Ahmet Efendi ve Müftü Nuri Efendi’nin Konya Gönüllü Riyaseti’ne (Başkanlığına) yazdıkları yazı önemlidir. Yazıda Seydişehir halkının Girit’in Yunanistan’a dahil edilmesi yönündeki düşüncelerden nefretini, iltihakın engellenmesi için şevk ve cehd ile hazır bulunduğunu ifade etmişlerdi. Seydişehir’in Konya’daki güçlü sesi öğretmen Zeki Bey ise aynı gazetede Seydişehirli gönüllüler adına “Kasabamız heyecan içinde şimdiye kadar iki yüz elliye baliğ olup gönüllüler son emre muntazırız” diyordu. Zeki Bey şahsı adına özel bir ilan vererek “Ecdadımızın kemiği ile kanından teşekkül eden Girit için gönüllü toplandığını şimdi haber aldım. Umum evlad-ı vatanın bu hizmeti mukaddese ye iştiraki tabii ise de şimdiden kaydım icrasını istirham eder son emrinize intizar eylerim” beyanıyla bu konudaki kararlılığını resmi makamlara duyuruyordu.

       Konya Vilayet Gazetesi perşembe günkü seksen beşinci sayısının büyük kısmını Girit Hadisesi’ne ayırmıştı. Girit Galeyan-ı Hamiyet manşeti altındaki uzun yazıda “ …Ah Girit! sen mübarek vatanın ayrılmaz mübarek bir parçasısın. Seni düşmana vermek bir an evvel mezar-ı ademe girmektir. Seni düşmana teslim eylemek İslamlık alemi için, Osmanlılık şerefi için kabil değildir. Seni alçak ellerde görmek şevket ve satvet ile asırlarca dünyayı titreten bir kavm-i necibin ahfadı için büyük bir zillettir. Girit’i vermeyiz! vermeyeceğiz. İşte bu maksatla bütün ticarethaneler, mağazalar, dükkanlar kapandı. Bütün şehir halkı hükümet önündeki hürriyet meydanına toplandı. Tarikat mensupları, Mekteb-i idadi (Lise), Darülmuallimin (Öğretmen okulu), Mekatib-i iptidaiye ve Sıbyaniye (İlkokullar), Ermeni ve Rum Mektepleri talebeleri ellerinde Livaü’l Hamd-i Ahmediye olduğu halde iştirak eyledi…” ifadeleri dikkat çekicidir”.

       Tarihçi Arslan; “Konya mitinginde Girit’in düşman eline terk olunamayacağı, bunun bir vazife-i milliye ve diniye olduğu ulema ve talebelerin yaptıkları ateşli nutuklarla vurgulanmıştı. Osmanlı halkı içerisinde Rum ve Ermeni okullarının öğretmen ve öğrencileri de Konya’daki mitingde yer almıştı. Bu mitingde Seydişehirli öğretmen ve öğrenciler de bulunmaktaydı. 110 yıl önce memleket genelinde olduğu gibi Konya dahilinde Seydişehir’den de Girit için duyarsız kalınmamıştı. Seydişehirli 250 vatanperver derhal gönüllü yazılmıştı. Bu nerdeyse bir tabur asker demektir. Seydişehir’deki bu gelişme Girit için Konya’da kurulmuş olan Gönüllü Riyaseti’ne resmi ağızlardan bildirilmişti. Girit’in elden çıkmasıyla buradaki Müslüman ahali zaman içinde Anadolu’ya göç etmek durumunda kalmıştır. Bugün güney ve batı sahil şehirlerimizde pek çok Girit muhaciri soydaşımız ve vatandaşımız bulunmaktadır” dedi.