Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu anıldı

GÜNDEM 24.01.2023 - 13:32, Güncelleme: 24.01.2023 - 13:39
 

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu anıldı

Gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 29'ncu yılında Seydişehir’de düzenlenen bir programla anıldı.
Gazeteci Yazar Uğur Mumcu'nun katledilişinin 30. yılı ve Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle CHP, ADD, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyeleri Atatürk Anıtı’na çelenk koyup basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Ben Atatürkçüyüm... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır." diyordu Uğur Mumcu. 1970 sonlarında başlatılıp sistemli bir şekilde günümüze kadar sürdürülen gazeteci, aydın, düşünür katli ve korkutma, sindirme operasyonları hız kesmeden süregelmiştir. Abdi İpekçi, Ümit Kaftancıoğlu,  Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu,  Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve daha birçok aydınımız, gazetecimiz ve yazarımız katledilmiştir. Emperyalizmin desteklediği, Atatürk, Laik ve Demokratik Cumhuriyet düşmanları bu politikalarını daha sonraki dönemlerde de sürdürdüler. Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Amirallere Suikast ve diğer kumpas davaları ile bir yandan yurtsever subayları ve Kemalist aydınlarımızı hapse atarken, diğer yandan da devlete yerleştirdiği gericilerin önünü açtılar, yükselmelerini, etkin görevlere gelmelerini sağladılar. Aydınlarımız; Laik ve demokratik rejimi savunanlara gözdağı vermek, Kemalistleri sindirmek, demokrasinin tabanını yok etmek, Aydınların toplumsal ve siyasal liderlik işlevleri sona erdirmek, laik ve demokratik örgütlenmeyi ve eğitimi zayıflatmak. Bilim insanlarını ortadan kaldırarak halkının çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda demokrasinin başarıyla uygulanmaması için gerekli olan bilimsel çabaları durdurmak. Üniversiteler gibi, medya gibi bilimsel düşünce üreten kurumları ve bu kurumlarda çalışanları baskı altına almak, Atatürkçü, laik ve demokratik düşüncenin önünü kesmek için katledildiler. Şairin dediği gibi; ekmeği bol eyledik  acıyı bal eyledik  sıratı yol eyledik geldik bugüne ekilir ekin geliriz ezilir un geliriz bir gider bin geliriz beni vurmak kurtuluş mu Bilime, aydınlığa saldırılar ne ilk ne de son olacaktır. Unutulmamalıdır ki bu karanlık düşünceler bilimin ışığında kaybolmaya mahkumdur. Korkmuyoruz. Öğrenci, işçi, köylü, emekçi, aydın ve bir çok yurtsever birleşecek ve haksızlığın, adaletsizliğin, yolsuzluğun, yoksulluğun, faşizmin karşısında duracaktır. Atatürkçü düşünce sisteminin eseri olan Atatürk’ün “En Büyük Eserim” dediği Laik, Demokratik Cumhuriyetimizin var oluş simgesi olan özgürlük ve tam bağımsızlık bayrağı, en büyük savunucuları olan ve bu uğurda katledilmiş aydınlarımızdan yeni kuşaklara emanettir, daha da yükseklere taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluğun gereğini onurla ve büyük bir gururla yerine getireceğiz. Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu  ve diğer bütün Adalet ve Demokrasi Savaşçılarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.”   ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ                                 CUMHURİYET HALK PARTİSİ   EĞİTİM İŞ SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ                            EĞİTİM SEN SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ
Gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 29'ncu yılında Seydişehir’de düzenlenen bir programla anıldı.

Gazeteci Yazar Uğur Mumcu'nun katledilişinin 30. yılı ve Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle CHP, ADD, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyeleri Atatürk Anıtı’na çelenk koyup basın açıklaması yaptı.

Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Ben Atatürkçüyüm... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır." diyordu Uğur Mumcu.

1970 sonlarında başlatılıp sistemli bir şekilde günümüze kadar sürdürülen gazeteci, aydın, düşünür katli ve korkutma, sindirme operasyonları hız kesmeden süregelmiştir. Abdi İpekçi, Ümit Kaftancıoğlu,  Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu,  Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve daha birçok aydınımız, gazetecimiz ve yazarımız katledilmiştir.

Emperyalizmin desteklediği, Atatürk, Laik ve Demokratik Cumhuriyet düşmanları bu politikalarını daha sonraki dönemlerde de sürdürdüler. Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Amirallere Suikast ve diğer kumpas davaları ile bir yandan yurtsever subayları ve Kemalist aydınlarımızı hapse atarken, diğer yandan da devlete yerleştirdiği gericilerin önünü açtılar, yükselmelerini, etkin görevlere gelmelerini sağladılar.

Aydınlarımız;

Laik ve demokratik rejimi savunanlara gözdağı vermek, Kemalistleri sindirmek, demokrasinin tabanını yok etmek,

Aydınların toplumsal ve siyasal liderlik işlevleri sona erdirmek, laik ve demokratik örgütlenmeyi ve eğitimi zayıflatmak.

Bilim insanlarını ortadan kaldırarak halkının çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda demokrasinin başarıyla uygulanmaması için gerekli olan bilimsel çabaları durdurmak.

Üniversiteler gibi, medya gibi bilimsel düşünce üreten kurumları ve bu kurumlarda çalışanları baskı altına almak, Atatürkçü, laik ve demokratik düşüncenin önünü kesmek için katledildiler.

Şairin dediği gibi;

ekmeği bol eyledik 
acıyı bal eyledik 
sıratı yol eyledik
geldik bugüne

ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu

Bilime, aydınlığa saldırılar ne ilk ne de son olacaktır. Unutulmamalıdır ki bu karanlık düşünceler bilimin ışığında kaybolmaya mahkumdur. Korkmuyoruz. Öğrenci, işçi, köylü, emekçi, aydın ve bir çok yurtsever birleşecek ve haksızlığın, adaletsizliğin, yolsuzluğun, yoksulluğun, faşizmin karşısında duracaktır.

Atatürkçü düşünce sisteminin eseri olan Atatürk’ün “En Büyük Eserim” dediği Laik, Demokratik Cumhuriyetimizin var oluş simgesi olan özgürlük ve tam bağımsızlık bayrağı, en büyük savunucuları olan ve bu uğurda katledilmiş aydınlarımızdan yeni kuşaklara emanettir, daha da yükseklere taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Bu sorumluluğun gereğini onurla ve büyük bir gururla yerine getireceğiz.

Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu  ve diğer bütün Adalet ve Demokrasi Savaşçılarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.”

 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ                                 CUMHURİYET HALK PARTİSİ

 

EĞİTİM İŞ SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ                            EĞİTİM SEN SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.